Ülkemizin en büyük evcil hayvan mağazası olan tcremix.org sitemizde kedi veya köpek besleyenler için hayatlarını kolaylaştıracak çok sayıda ürün bulunuyor. Bunların en başında mamalar geliyor eğer köpek besliyorsanız köpek maması başta olmak üzere yavru köpek maması, yaşlı köpek maması, light köpek maması, tahılsız köpek maması, konserve köpek yaş mama ürünlerini bulabileceğiniz gibi köpek sağlık ürünleri, köpek ödülleri, köpek bakım ürünleri, köpek aksesuarları, köpek mama su kapları, köpek oyuncakları, köpek eğitim ürünleri, köpek tasmaları gibi işlerinizi kolaylaştıracak çok sayıda ürünü bulabilirsiniz. Kedi besleyen arkadaşlar başta kedi maması ana kategorimiz olmak üzere konserve kedi yaş maması, yavru kedi konserve maması, yavru kedi maması, kısırlaştırılmış kedi maması, yaşlı kedi maması, yetişkin kedi maması, light diyet kedi maması kategorilerimizi ziyaret ederek kedinizin temel beslenme ihtiyaçlarını karşılayabilirisiniz. Diğer yandan ihtiyaç duyabileceğiniz diğer ürünleri kedi ödülleri, kedi tuvaletleri, kedi oyuncakları, kedi vitaminleri, kedi kumu, kedi aksesuarları, kedi bakım ürünleri, kedi mama su kapları ana kategorilerimizden bulabilirsiniz. Ayrıntılı armaa için alt kategorilerimize de göz atmanızda fayda var. Türkiye 'nin en büyük online pet shop mağazası tcremix.org sitemize hepiniz davetlisiniz.

deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler bonus veren siteler https://playdotjs.com/ deneme bonusu veren siteler

Anasayfa Yazarlar Alp Kaan Yazı Detayı Bu yazı 1150+ kez okundu.
Alp Kaan
Köşe Yazarı
Alp Kaan
 

YENİ MODA ERİŞİM ENGELİ

Basın Kanunu da basın hürriyeti(!) de yerinde duruyor(!) ama… Kurallar ve ilkeler yerle yeksan olunca (yerle bir olunca) basının eli kolu bağlanıyor. Yeni moda; erişim engeli. Artık basının temel ilkelerinden ziyade erişim engelinde de “kimin sözü geçerse” moduna döndük… Bildiğiniz haber. Kamuoyu yararı var. Eleştiri var. Rahatsız edicilik var. Kamu faydası var. Uyarıcı etkisi ve soruşturma çağrısı var. Gerek haber olsun gerek köşe yazısı; işine gelmeyen ama belki de çoğu kez yarası olan koşa koşa gidiyor Sulh Ceza Hakimliklerine… Erişim engeli istiyor… Abuk sabuk konuşan hoca(!)nın biri kendi aleyhine geçmiş defterleri açılınca yani gerçek yüzü ortaya çıkınca koşa koşa gidiyor erişim engeli almaya… Üst düzey yargı mensubunun tuhaf ilişkileri, malvarlığı soruları ortaya çıkıyor… Üst düzey yargı mensubu koşa koşa gidiyor erişim engeli alıyor… (Gerçi bu örnekte hakimlik basın özgürlüğü dedi vermedi engeli; üst düzey yargı mensubu itiraz etti, itiraz ettiği mercii verdi bu kez erişim engeli…) Madenle ilgili bir şirket eleştiriliyor; şirket koşa koşa erişim engeli alıyor. İşin asıl tuhafı erişim engeli istemlerinin çok büyük oranda kabul edilmesi. Ama bakıyorsunuz habere, içeriğe, yazıya… Özel hayatın gizliliği yok. Kamera veya sesli kayıt ile gizli bir çekim vs yok. Kişisel verilerin ihlali gibi haller yok. Olan ifade ediliyor. Hakimlik şak diye engelliyor. O zaman da basının tüm bildiğimiz evrensel ilkeleri tuzla buz oluyor; halkın haber alma özgürlüğü bitiyor; her mecra meselesiz(!) hale geliyor! Son örneklerden biri; bir maden işletmesinin Kastamonu Hanönü’nde çevreyi zehirlediği iddiasıyla Cumhuriyet’in 25 Ağustos’ta “Kanalda kanser riski” başlığıyla haberleştirdiği konuya ilişkin gelen erişim engeli. Olağan durum bunun ihbar kabul edilip kamunun re’sen harekete geçmesidir. Çevre Müdürlüğü’nün, Sağlık Müdürlüğü’nün, ilgili belediyenin, valiliğin, savcılığın… Olağan olan… Şirketin erişim engeli talebini hakimliğin reddetmesidir. Çünkü basının asli görevi kamuoyu adına aynı zamanda denetim yapmaktır, bu açıdan aynı zamanda kamunun görmediği olumsuzlukları ilgililerin duymasını, görmesini sağlayarak aslında kamuya yardımcı olmaktır. Madenciler, genişletelim ifadeyi, zaten tüm çevreye zarar veren bilumum şirket habercilerden olağanüstü rahatsız değil midirler.. Halkın sağlığını ilgilendiren ve incelenmesi gereken bir konuda hakimliğin erişim engeli verebilmesi hangi gerekçeyle mümkün olabilir Kurallar ve bildiğimiz tüm doğrular son yıllarda buhar olup uçmuşken erişim engelinin aciliyetle asli dar sınırlarına dönmesi gerek. Kuşkusuz, haber ve eleştiri rahatsız edici olabilir, gerektiğinde olmalıdır da… Ama üst düzey bir yargı mensubu olduysan ve kamuoyunun gözü önündeysen eleştiriye de tahammül etmen gerekir. Etmiyor musun; elbette yasal yollara başvurabilirsin… Tekzip et, dava aç… Ama kısa yola başvurup kaçak güreşme, zira erişim engeli hızlıca sonuç almaktır aslında. Ki bu duruma da hakimliklerin çoğunun çok kolay erişim engeli vermesi olmuş, bu yola kapı açılmış, gelişigüzel verilen erişim engelleri ile habercilik yapılamaz hale gelmiştir. Görünen tablo, Türkiye’nin basın özgürlüğüne bir eksi daha demektir. Bunu görmezden gelip daha sonra yayınlanan uluslararası basın özgürlüğü endekslerinde yıldan yıla gerilediğimizde de kimse sızlanmamalı, “yabancılar bize önyargıyla yaklaşıyor, bizde basın özgürlüğü mükemmel” dememelidir. Çünkü ne zarar verirsek kendimize, hepsini “bile bile” yapıyoruz maalesef.
Ekleme Tarihi: 28 Eylül 2023 - Perşembe

YENİ MODA ERİŞİM ENGELİ

Basın Kanunu da basın hürriyeti(!) de yerinde duruyor(!) ama…

Kurallar ve ilkeler yerle yeksan olunca (yerle bir olunca) basının eli kolu bağlanıyor.

Yeni moda; erişim engeli.

Artık basının temel ilkelerinden ziyade erişim engelinde de “kimin sözü geçerse” moduna döndük…

Bildiğiniz haber.

Kamuoyu yararı var.

Eleştiri var.

Rahatsız edicilik var.

Kamu faydası var.

Uyarıcı etkisi ve soruşturma çağrısı var.

Gerek haber olsun gerek köşe yazısı; işine gelmeyen ama belki de çoğu kez yarası olan koşa koşa gidiyor Sulh Ceza Hakimliklerine…

Erişim engeli istiyor…

Abuk sabuk konuşan hoca(!)nın biri kendi aleyhine geçmiş defterleri açılınca yani gerçek yüzü ortaya çıkınca koşa koşa gidiyor erişim engeli almaya…

Üst düzey yargı mensubunun tuhaf ilişkileri, malvarlığı soruları ortaya çıkıyor… Üst düzey yargı mensubu koşa koşa gidiyor erişim engeli alıyor… (Gerçi bu örnekte hakimlik basın özgürlüğü dedi vermedi engeli; üst düzey yargı mensubu itiraz etti, itiraz ettiği mercii verdi bu kez erişim engeli…)

Madenle ilgili bir şirket eleştiriliyor; şirket koşa koşa erişim engeli alıyor.

İşin asıl tuhafı erişim engeli istemlerinin çok büyük oranda kabul edilmesi.

Ama bakıyorsunuz habere, içeriğe, yazıya…

Özel hayatın gizliliği yok.

Kamera veya sesli kayıt ile gizli bir çekim vs yok.

Kişisel verilerin ihlali gibi haller yok.

Olan ifade ediliyor.

Hakimlik şak diye engelliyor.

O zaman da basının tüm bildiğimiz evrensel ilkeleri tuzla buz oluyor; halkın haber alma özgürlüğü bitiyor; her mecra meselesiz(!) hale geliyor!

Son örneklerden biri; bir maden işletmesinin Kastamonu Hanönü’nde çevreyi zehirlediği iddiasıyla Cumhuriyet’in 25 Ağustos’ta “Kanalda kanser riski” başlığıyla haberleştirdiği konuya ilişkin gelen erişim engeli.

Olağan durum bunun ihbar kabul edilip kamunun re’sen harekete geçmesidir.

Çevre Müdürlüğü’nün, Sağlık Müdürlüğü’nün, ilgili belediyenin, valiliğin, savcılığın…

Olağan olan… Şirketin erişim engeli talebini hakimliğin reddetmesidir.

Çünkü basının asli görevi kamuoyu adına aynı zamanda denetim yapmaktır, bu açıdan aynı zamanda kamunun görmediği olumsuzlukları ilgililerin duymasını, görmesini sağlayarak aslında kamuya yardımcı olmaktır.

Madenciler, genişletelim ifadeyi, zaten tüm çevreye zarar veren bilumum şirket habercilerden olağanüstü rahatsız değil midirler..

Halkın sağlığını ilgilendiren ve incelenmesi gereken bir konuda hakimliğin erişim engeli verebilmesi hangi gerekçeyle mümkün olabilir

Kurallar ve bildiğimiz tüm doğrular son yıllarda buhar olup uçmuşken erişim engelinin aciliyetle asli dar sınırlarına dönmesi gerek.

Kuşkusuz, haber ve eleştiri rahatsız edici olabilir, gerektiğinde olmalıdır da…

Ama üst düzey bir yargı mensubu olduysan ve kamuoyunun gözü önündeysen eleştiriye de tahammül etmen gerekir.

Etmiyor musun; elbette yasal yollara başvurabilirsin… Tekzip et, dava aç…

Ama kısa yola başvurup kaçak güreşme, zira erişim engeli hızlıca sonuç almaktır aslında.

Ki bu duruma da hakimliklerin çoğunun çok kolay erişim engeli vermesi olmuş, bu yola kapı açılmış, gelişigüzel verilen erişim engelleri ile habercilik yapılamaz hale gelmiştir.

Görünen tablo, Türkiye’nin basın özgürlüğüne bir eksi daha demektir. Bunu görmezden gelip daha sonra yayınlanan uluslararası basın özgürlüğü endekslerinde yıldan yıla gerilediğimizde de kimse sızlanmamalı, “yabancılar bize önyargıyla yaklaşıyor, bizde basın özgürlüğü mükemmel” dememelidir.

Çünkü ne zarar verirsek kendimize, hepsini “bile bile” yapıyoruz maalesef.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve balikesirartihaber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.