Ülkemizin en büyük evcil hayvan mağazası olan tcremix.org sitemizde kedi veya köpek besleyenler için hayatlarını kolaylaştıracak çok sayıda ürün bulunuyor. Bunların en başında mamalar geliyor eğer köpek besliyorsanız köpek maması başta olmak üzere yavru köpek maması, yaşlı köpek maması, light köpek maması, tahılsız köpek maması, konserve köpek yaş mama ürünlerini bulabileceğiniz gibi köpek sağlık ürünleri, köpek ödülleri, köpek bakım ürünleri, köpek aksesuarları, köpek mama su kapları, köpek oyuncakları, köpek eğitim ürünleri, köpek tasmaları gibi işlerinizi kolaylaştıracak çok sayıda ürünü bulabilirsiniz. Kedi besleyen arkadaşlar başta kedi maması ana kategorimiz olmak üzere konserve kedi yaş maması, yavru kedi konserve maması, yavru kedi maması, kısırlaştırılmış kedi maması, yaşlı kedi maması, yetişkin kedi maması, light diyet kedi maması kategorilerimizi ziyaret ederek kedinizin temel beslenme ihtiyaçlarını karşılayabilirisiniz. Diğer yandan ihtiyaç duyabileceğiniz diğer ürünleri kedi ödülleri, kedi tuvaletleri, kedi oyuncakları, kedi vitaminleri, kedi kumu, kedi aksesuarları, kedi bakım ürünleri, kedi mama su kapları ana kategorilerimizden bulabilirsiniz. Ayrıntılı armaa için alt kategorilerimize de göz atmanızda fayda var. Türkiye 'nin en büyük online pet shop mağazası tcremix.org sitemize hepiniz davetlisiniz.

deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler bonus veren siteler https://playdotjs.com/ deneme bonusu veren siteler

Ramazan Aydın
Köşe Yazarı
Ramazan Aydın
 

BALIKESİR’İ “BALIKESİR” YAPAN ESKİ MEKÂNLAR-I

Yaşları müsait olanlar bilir; Balıkesir’de eskiden “Belediye Gazinosu”, “Meydan Kahvesi”, “Şöhretler Kıraathanesi”, “Taş Kahve” vb gibi, müdavimlerinin ortak özellikleri bağlamında, hemen her alanda “şehre yön veren” ortak mekanlar vardı… O yıllarda, Balıkesir'den, tüm Türkiye'nin (hatta, İsmail Akçay ve Ekrem Özdamar gibi, dünyanın da) tanıdığı sporcular çıkıyordu. Spor camiası, Şöhretler'de otururdu meselâ... Yeniyetmeler, ömürlerinde bir defa, bir yakınları ile birlikte oraya gir(ebil)diklerinde, orada geçirdikleri birkaç saati, mahallede anlata anlata bitiremezlerdi. Balıkesir’in sosyal, ticari, ekonomik, siyasi ve kültürel ortamları, büyük ölçüde bu mekânlarda şekillenirdi. Bu sistem, bizim Üniversite yıllarımızda oldukça etkindi. Maalesef, her ne oldu ise, bu mekânlar, 1980 sonrasında birer birer ortadan kalktı ve o mekânlardan şehre yapılan toplumsal katkılar da bitti! Ben şahsen, 1980-2005 yılları arasında Balıkesir dışında yaşadığım için, bu mekânları yok oluş süreçlerini, bizzat gözleme şansım olmadı. Bu ortak mekanlar haricinde, ayrıca “mahalle” denen ve herkesin birbirini epeyce bildiği-tanıdığı, aile ve akrabalardan sonra, insanların birbirleri ile kolektif, ama her mahallenin kendine özgü ilişkileri olurdu. Mahallelerinde, belli ölçülerde hayatı paylaşan insanların yaşadıkları yerlerde, “mahalle kahvesi” denen, o mahalle halkına mahsus, ortak mekânlar olurdu. Mahalle halkı arasında, kendi kahvelerinde oluşan görüşler, o mahallelerin “ileri” gelen büyükleri ve ağabeyleri tarafından, yukarıda zikredilen, “şehrin ortak mekanları”nda bir araya gelen mahfillere taşınır, mahalle kahvelerinde bir ölçüde pişirilen ortak görüşler, oralarda (birilerinin özel maksatlı müdahalesi ve manipülasyonu olmadan), “şehrin ortak görüşü ve kanaati” haline gelirdi. 1960’lı 70’li yıllarda, yerel siyasetçiler, her türlü gücü, işte bu mahfillerden alırlar ve Ankara’ya,kendi partilerinin genel merkezlerine ve Meclis’e taşırlardı. Belki, tam bugünküler gibi olmasalar da, Ankara’da o zamanlarda da, “siyaset baronları” vardı elbette. Ama, belki, bazı istisnalar haricinde, Balıkesir’de kimin siyaset yapacağına, bugün olduğu gibi, A’dan Z’ye onlar karar veremezlerdi! Ankara’daki baronlar, yerelde siyasi karakter olarak temayüz eden, bugünkülere kıyasla çok daha birikimli ve nitelikli insanları yanlarına alabilmek için, olmadık taklalar atarlardı; şimdi ise, yerelde siyaset yapmak isteyenler, gidiyor Ankara’da o baronların mahfillerinde sayısız taklalar atıyorlar. Sonra da biz, bu çapsızlardan ilimize, ilçelerimize ve köylerimize hizmet(!) bekliyoruz. Bugün, halka 3 kuruş olarak yansıyan hizmetlerden misli misli nemalanan siyasetçileri ve onların menfaat ortakları olan sözüm ona müteahhitleri ve bürokratları beslemekten canımız çıkıyor! Kısacası, yararlandığımız her hizmetin bedelini, halk olarak, uzun yıllardan beri, ederinin 5-10 katı ile ödüyoruz. Şehrimizde etkili bir kamuoyu oluşumuna imkan verecek, bugünün şartlarına ve ihtiyaçlarına hitap eden yeni yerel mahfillere ve bu mahfillerin icra-i faaliyet eyleyecekleri, yeni tip mekânlara ihtiyacımız var. Ne yazık ki, halkımızda kronik hale gelen “küçük hesaplar peşinde koşma” hastalığı, bu ihtiyacın görülmesine imkân vermiyor! Şimdi, isterseniz, biraz da, bu mekânlardan ve buralardaki toplumsal atmosferden bahsedelim: 1980’lerden önce, “semt” dendiğinde, birkaç mahalleyi içine alan, çoğu zaman, o bölgedeki mahallelerden birinin adı ile ifade edilen, ama çok daha anonim anlamda, şehrin belli bir bölümü kast edilir ve öyle de anlaşılırdı. Meselâ, “Toygar semti” dendiğinde, sadece “Toygar Mahallesi” anlaşılmazdı, I. ve II. Oruçgazi’den başlayarak, çoğu kez bir baştan bir başa yaya olarak gidilip-gelinen Bağlar Sokağı’nın kuzey tarafındaki Maltepe, I. ve II. Sakarya, Alihikmet Paşa ve tabii Toygar mahalleleri kast edilirdi. Mahallelerde, elbette çok sayıda kahvehane bulunurdu… Ancak, her mahallede, diğerlerine göre, o mahalle halkının nispeten çok daha fazla rağbet ettiği, farklı niteliklere sahip bazı özel kahvehaneleri olurdu. İşte oralarda bir araya gelen “Mahalle İleri Gelenleri”, akşamları mutlaka “ajans”ı (şimdiki, TV Ana Haberleri anlamında) birlikte seyrederler ve aralarında, o günkü haberlerle ilgili olarak, “mutlaka kendi gündelik hayatları bağlamında” olmak üzere, hararetli sohbetler, tartışmalar ve yorumlar yaparlardı. Böylece, ülke gündemi ile yerel gündem birbirlerine bir şekilde eklemlenir ve mahalleye özgü ortak görüşler ortaya çıkardı. Gündoğan’daki kahvelerde ortaya çıkan ortak görüş ile, elbette Toygar, Vicdaniye ya da Gaziosmanpaşa kahvelerinde ortaya çıkan ortak görüşler, “birbirlerinin aynı” olmazdı! İşte, her mahallede oluşan “mahalle kamuoyu” eğilimleri, sadece şehrin önde gelen isimlerinin ve önde gelen siyasetçilerinin değil, mahallelerin ileri gelenlerinin de müdavimi oldukları, “şehrin ortak mekânlarındaki mahfiller”e taşınır ve “Balıkesir kamuoyu eğilimleri” oralarda şekillenirdi. Ve Balıkesir’in siyasileri de, oluşmasında kendilerinin de pay sahibi oldukları o kamuoyu eğilimlerini alır, Ankara’ya taşırlardı. Yani, Balıkesir’in gündemi, Ankara’daki Siyaset Baronlarının keyiflerince oluşamazdı; aksine, Balıkesir halkı, kendi gündemini, Ankara’nın gündemine dahil ederdi. Bundan sonraki yazımızda inşallah, önce mahallelerdeki belli başlı kahvehaneleri, bu kahvehanelerin bilinen bazı müdavimlerini, mahalle spor kulüpleri ile avcılar derneklerinin lokallerini ve nihayet, çarşı bölgesindeki, şehrin meşhur ve kamuoyu oluşturmada etkili olan mekanları (bilinen belli başlı müdavimlerini) tek tek ele alacağız.
Ekleme Tarihi: 16 Ocak 2022 - Pazar

BALIKESİR’İ “BALIKESİR” YAPAN ESKİ MEKÂNLAR-I

Yaşları müsait olanlar bilir; Balıkesir’de eskiden “Belediye Gazinosu”, “Meydan Kahvesi”, “Şöhretler Kıraathanesi”, “Taş Kahve” vb gibi, müdavimlerinin ortak özellikleri bağlamında, hemen her alanda “şehre yön veren” ortak mekanlar vardı…

O yıllarda, Balıkesir'den, tüm Türkiye'nin (hatta, İsmail Akçay ve Ekrem Özdamar gibi, dünyanın da) tanıdığı sporcular çıkıyordu. Spor camiası, Şöhretler'de otururdu meselâ... Yeniyetmeler, ömürlerinde bir defa, bir yakınları ile birlikte oraya gir(ebil)diklerinde, orada geçirdikleri birkaç saati, mahallede anlata anlata bitiremezlerdi.

Balıkesir’in sosyal, ticari, ekonomik, siyasi ve kültürel ortamları, büyük ölçüde bu mekânlarda şekillenirdi. Bu sistem, bizim Üniversite yıllarımızda oldukça etkindi. Maalesef, her ne oldu ise, bu mekânlar, 1980 sonrasında birer birer ortadan kalktı ve o mekânlardan şehre yapılan toplumsal katkılar da bitti! Ben şahsen, 1980-2005 yılları arasında Balıkesir dışında yaşadığım için, bu mekânları yok oluş süreçlerini, bizzat gözleme şansım olmadı.

Bu ortak mekanlar haricinde, ayrıca “mahalle” denen ve herkesin birbirini epeyce bildiği-tanıdığı, aile ve akrabalardan sonra, insanların birbirleri ile kolektif, ama her mahallenin kendine özgü ilişkileri olurdu. Mahallelerinde, belli ölçülerde hayatı paylaşan insanların yaşadıkları yerlerde, “mahalle kahvesi” denen, o mahalle halkına mahsus, ortak mekânlar olurdu. Mahalle halkı arasında, kendi kahvelerinde oluşan görüşler, o mahallelerin “ileri” gelen büyükleri ve ağabeyleri tarafından, yukarıda zikredilen, “şehrin ortak mekanları”nda bir araya gelen mahfillere taşınır, mahalle kahvelerinde bir ölçüde pişirilen ortak görüşler, oralarda (birilerinin özel maksatlı müdahalesi ve manipülasyonu olmadan), “şehrin ortak görüşü ve kanaati” haline gelirdi.

1960’lı 70’li yıllarda, yerel siyasetçiler, her türlü gücü, işte bu mahfillerden alırlar ve Ankara’ya,kendi partilerinin genel merkezlerine ve Meclis’e taşırlardı. Belki, tam bugünküler gibi olmasalar da, Ankara’da o zamanlarda da, “siyaset baronları” vardı elbette. Ama, belki, bazı istisnalar haricinde, Balıkesir’de kimin siyaset yapacağına, bugün olduğu gibi, A’dan Z’ye onlar karar veremezlerdi! Ankara’daki baronlar, yerelde siyasi karakter olarak temayüz eden, bugünkülere kıyasla çok daha birikimli ve nitelikli insanları yanlarına alabilmek için, olmadık taklalar atarlardı; şimdi ise, yerelde siyaset yapmak isteyenler, gidiyor Ankara’da o baronların mahfillerinde sayısız taklalar atıyorlar. Sonra da biz, bu çapsızlardan ilimize, ilçelerimize ve köylerimize hizmet(!) bekliyoruz.

Bugün, halka 3 kuruş olarak yansıyan hizmetlerden misli misli nemalanan siyasetçileri ve onların menfaat ortakları olan sözüm ona müteahhitleri ve bürokratları beslemekten canımız çıkıyor! Kısacası, yararlandığımız her hizmetin bedelini, halk olarak, uzun yıllardan beri, ederinin 5-10 katı ile ödüyoruz.

Şehrimizde etkili bir kamuoyu oluşumuna imkan verecek, bugünün şartlarına ve ihtiyaçlarına hitap eden yeni yerel mahfillere ve bu mahfillerin icra-i faaliyet eyleyecekleri, yeni tip mekânlara ihtiyacımız var. Ne yazık ki, halkımızda kronik hale gelen “küçük hesaplar peşinde koşma” hastalığı, bu ihtiyacın görülmesine imkân vermiyor!

Şimdi, isterseniz, biraz da, bu mekânlardan ve buralardaki toplumsal atmosferden bahsedelim:

1980’lerden önce, “semt” dendiğinde, birkaç mahalleyi içine alan, çoğu zaman, o bölgedeki mahallelerden birinin adı ile ifade edilen, ama çok daha anonim anlamda, şehrin belli bir bölümü kast edilir ve öyle de anlaşılırdı. Meselâ, “Toygar semti” dendiğinde, sadece “Toygar Mahallesi” anlaşılmazdı, I. ve II. Oruçgazi’den başlayarak, çoğu kez bir baştan bir başa yaya olarak gidilip-gelinen Bağlar Sokağı’nın kuzey tarafındaki Maltepe, I. ve II. Sakarya, Alihikmet Paşa ve tabii Toygar mahalleleri kast edilirdi.

Mahallelerde, elbette çok sayıda kahvehane bulunurdu… Ancak, her mahallede, diğerlerine göre, o mahalle halkının nispeten çok daha fazla rağbet ettiği, farklı niteliklere sahip bazı özel kahvehaneleri olurdu. İşte oralarda bir araya gelen “Mahalle İleri Gelenleri”, akşamları mutlaka “ajans”ı (şimdiki, TV Ana Haberleri anlamında) birlikte seyrederler ve aralarında, o günkü haberlerle ilgili olarak, “mutlaka kendi gündelik hayatları bağlamında” olmak üzere, hararetli sohbetler, tartışmalar ve yorumlar yaparlardı. Böylece, ülke gündemi ile yerel gündem birbirlerine bir şekilde eklemlenir ve mahalleye özgü ortak görüşler ortaya çıkardı. Gündoğan’daki kahvelerde ortaya çıkan ortak görüş ile, elbette Toygar, Vicdaniye ya da Gaziosmanpaşa kahvelerinde ortaya çıkan ortak görüşler, “birbirlerinin aynı” olmazdı!

İşte, her mahallede oluşan “mahalle kamuoyu” eğilimleri, sadece şehrin önde gelen isimlerinin ve önde gelen siyasetçilerinin değil, mahallelerin ileri gelenlerinin de müdavimi oldukları, “şehrin ortak mekânlarındaki mahfiller”e taşınır ve “Balıkesir kamuoyu eğilimleri” oralarda şekillenirdi. Ve Balıkesir’in siyasileri de, oluşmasında kendilerinin de pay sahibi oldukları o kamuoyu eğilimlerini alır, Ankara’ya taşırlardı. Yani, Balıkesir’in gündemi, Ankara’daki Siyaset Baronlarının keyiflerince oluşamazdı; aksine, Balıkesir halkı, kendi gündemini, Ankara’nın gündemine dahil ederdi.

Bundan sonraki yazımızda inşallah, önce mahallelerdeki belli başlı kahvehaneleri, bu kahvehanelerin bilinen bazı müdavimlerini, mahalle spor kulüpleri ile avcılar derneklerinin lokallerini ve nihayet, çarşı bölgesindeki, şehrin meşhur ve kamuoyu oluşturmada etkili olan mekanları (bilinen belli başlı müdavimlerini) tek tek ele alacağız.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve balikesirartihaber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.