Ülkemizin en büyük evcil hayvan mağazası olan tcremix.org sitemizde kedi veya köpek besleyenler için hayatlarını kolaylaştıracak çok sayıda ürün bulunuyor. Bunların en başında mamalar geliyor eğer köpek besliyorsanız köpek maması başta olmak üzere yavru köpek maması, yaşlı köpek maması, light köpek maması, tahılsız köpek maması, konserve köpek yaş mama ürünlerini bulabileceğiniz gibi köpek sağlık ürünleri, köpek ödülleri, köpek bakım ürünleri, köpek aksesuarları, köpek mama su kapları, köpek oyuncakları, köpek eğitim ürünleri, köpek tasmaları gibi işlerinizi kolaylaştıracak çok sayıda ürünü bulabilirsiniz. Kedi besleyen arkadaşlar başta kedi maması ana kategorimiz olmak üzere konserve kedi yaş maması, yavru kedi konserve maması, yavru kedi maması, kısırlaştırılmış kedi maması, yaşlı kedi maması, yetişkin kedi maması, light diyet kedi maması kategorilerimizi ziyaret ederek kedinizin temel beslenme ihtiyaçlarını karşılayabilirisiniz. Diğer yandan ihtiyaç duyabileceğiniz diğer ürünleri kedi ödülleri, kedi tuvaletleri, kedi oyuncakları, kedi vitaminleri, kedi kumu, kedi aksesuarları, kedi bakım ürünleri, kedi mama su kapları ana kategorilerimizden bulabilirsiniz. Ayrıntılı armaa için alt kategorilerimize de göz atmanızda fayda var. Türkiye 'nin en büyük online pet shop mağazası tcremix.org sitemize hepiniz davetlisiniz.

deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler bonus veren siteler https://playdotjs.com/ deneme bonusu veren siteler

Ramazan Aydın
Köşe Yazarı
Ramazan Aydın
 

YANDI-BİTTİ KÜL OLDU!

Türkiye’de siyaset, maalesef mide bulandırıcı bir ahlaksızlık lağımına dönüşmüş bulunuyor. Yakından tanıdığımız bazı tertemiz insanların o lağımda ne bulduklarını anlamak ise, mümkün değil. 02.07.1993 tarihinde, 37 kişinin hayatını kaybettiği Sivas Madımak Oteli olayından sonra, geçtiğimiz 21 Ocak günü sabaha karşı (saat 03:30’da), Bolu-Kartalkaya Kayak Merkezi’nde meydana gelen Grand Kartal Otel yangını faciasında, 36’sı çocuk olmak üzere, tam 78 kişi öldü. Ülkemizi yasa boğan böyle bir olayın “siyasi kavga malzemesi” olarak kullanılması, iğrenç ötesi alçakça bir davranıştır. Yanan otelde, başta yangın olmak üzere, herhangi bir tehlike anında, müşterilerinin can ve mal güvenliklerini sağlayacak sistemlerinin yeterli (ya da hiç) olmadığı, Bolu Cumhuriyet Savcılığı tarafından görevlendirilen Bilirkişi Heyeti tarafından tespit edilerek, kayıt altına alınmıştır. Müşterilerinin can ve mal güvenlikleri ile ilgili yapısal ve fiziksel donatıları ve bu donatılara ait, teknik denetim raporları üzerinden araştırılması gereken bu olayla ilgili konvansiyonel medya organlarındaki yayınlar ve internetteki sosyal medya mecralarında yapılan paylaşımlar, konuyla ilgili gerçeklerin, insanlar tarafından doğru bir şekilde anlaşılması imkanını ortadan kaldırmaktadır. Medya organlarının yayınları ve sosyal medya paylaşımlarıyla, insanların kafaları karıştırılıyor. Konuyla ilgili açıklama yapmaları gereken sözde ilgili ve yetkililerin, olayın esasından ziyade, kendilerini aklama ve birbirlerini suçlama içerikli zırvaları, olayın üzerine tüy dikiyor!   OLAYIN GÜNAH KEÇİSİ, BOLU BELEDİYESİ Mİ? Hiç kimse de çıkıp objektif olarak, tarafların olayla ilgili yetki, görev ve sorumluluk sınırlarını halka anlatmıyor! Olaya ilk müdahaleyi itfaiyenin yapmış olması sebebiyle, insanlara, Bolu Belediyesi (dolayısı ile de Belediye Başkanı) olayın baş sorumlusu olarak gösteriliyor. Bolu merkezden 42 km mesafede yer alan bahse konu otelde ve yakınında, hiçbir itfaiye birimi yok! Basında yer alan Bilirkişi Raporu’na atıf yapılan yazı ve haberlere göre, Bolu Belediyesi’nin (“büyükşehir” statüsünde olmadığından), kendi yetki ve görev sınırları dışında (hatta, Belediye Mücavir Alanı dışında), yer alan otelin bulunduğu bölgeyle ilgili olarak, herhangi bir yasal sorumluluğu bulunmuyor. Otel, tamamen Bolu İl Özel İdaresi, Kültür ve Turizm Bakanlığı  ile Çevre, şehircilik ve İklim değişikliği Bakanlığı’nın denetimlerine tabi konumda ve statüde bir turizm işletmesi (*). Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın, kendi denetimine tabi olan otellerin periyodik denetimlerinde talep ettiği bazı belgeler, yapılacak taleplere bağlı olarak, “tesise en yakın” belediyeler tarafından düzenleniyor. Belediye sınırları dışında yer alan otellerin, İtfaiye Yeterlilik Raporları, en yakın belediyeler tarafından düzenlenir. Kültür ve Turizm Bakanlığı, ilk kez işletme ruhsatı verirken ve yıllık periyodik denetimler sırasında, otel işletmecilerinden, belediye tarafından düzenlenen İtfaiye Yeterlilik Raporu’nu ister. Otel işletmesi de, bakanlıktan ruhsat talep etmek üzere hazırladığı dosyaya koymak için, belediyeden bu raporu talep eder. İtfaiye Yeterlilik Raporu’nun süresi bir yıldır ve bakanlığın her yıl yapacağı periyodik denetimler öncesinde, işletme her seferinde bu raporu belediyeden almak zorundadır. Konuyla ilgili haberlere ve sosyal medya paylaşımlarına bakılacak olursa, yanan otelin, en son yıllık denetim zamanının geçtiği ve otel yönetiminin, denetim hazırlığı için geçen Aralık ayında yaptığı itfaiye raporu talebinden, bilinmeyen bir nedenle vazgeçtiği kaydediliyor. Buna rağmen, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy’un, olayla ilgili olarak Bolu Belediyesi’ni suçlamasını anlamak mümkün değildir. Öte yandan, yangın konusunda, kendi belediyesinin yasal ve fiili pozisyonu hakkında bilgi vermekle yetinmesi gereken Bolu Belediye Başkanı Tanju Özcan da, akıl almaz bir şekilde (ve aslında hiç gereği de yokken), “kendini savunma ve bakanlığı suçlama” telaşına düşüyor! Yetki, görev ve sorumluluk bağlamında, esasen olayla uzak-yakın hiçbir alakası olmaması gereken Belediye Başkanı, bu kendini savunma telaşı sebebiyle, durup dururken şimşekleri üzerine çekiyor! Neden?   KONUYLA İLGİLİ BELLİ BAŞLI HUSUSLAR Henüz olayla ilgili tüm detaylar doğru bir şekilde ortaya çıkmış değilse de, meselenin özü şöyle görünüyor: Otel, Bolu Valiliği İl Özel İdaresi’nin yetki ve sorumluluk bölgesinde, tamamen Kültür ve Turizm Bakanlığı ile Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın denetimine tabi bulunuyor. Otelin, başta alarm sistemi olmak üzere, yangın güvenliği ile ilgili fiziki ve teknik donatıları son derece yetersizdir. Otel yönetimi, bakanlığın yıllık denetimi için hazırlıklı olmak adına, Aralık ayında belediyeden İtfaiye Yeterlilik Raporu talebinde bulunmuş. Ancak, ilgili teknik ekibin 16 Aralık 2024 tarihli inceleme raporuyla tespit edilen eksikler sebebiyle, otel yönetimi, yangından birkaç hafta önce bu talebinden vazgeçmiştir. Dolayısı ile, yangının meydana geldiği tarih itibariyle elde, her yıl yenilenmesi gereken, geçerli bir İtfaiye Yeterlilik Raporu yoktur. Müşteriler, otel yönetimi/görevlileri tarafından, herhangi bir tehlike anında güvenlik konusunda sözlü ve yazılı olarak bilgilendirilmemişlerdir. Belediye sınırları dışında yer alan bu tür turistik tesislerle ilgili yangın güvenliği denetimi, belediyelerde değil, tümüyle Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nda bulunuyor. Elbette burada sayılan hususlar bağlamında, olayla ilgili başka pek çok ayrıntı ve bu ayrıntıların pek çoğunun da, ilgililere yönelik yasal sorumluluklar teşkil etmesi söz konusudur. Bu konuda, gerçekte hiçbir yetkisi, görevi ve sorumluluğu bulunmayan Bolu Belediyesi’ne ve CHP’li Bolu Belediye Başkanı’na yönelik, “vurun abalıya” misali suçlamalar haksızdır ve maalesef son derece çirkin, siyasi ahlâksızlık örneğidir. Bu suçlamaların (hem de, tüm yetki ve sorumluluk Bolu Valiliği İl Özel İdaresi ile Kültür ve Turizm Bakanlığı ve Çevre, Şehircilik İklim Koruma Bakanlığı’nda olduğu halde), iktidar cenahından gelmesi, konuyla ilgili tartışmalarda, Bolu Valiliği’nin adının hiç ağza alınmaması ve ilgili bakanlıkların sorumluluklarına dair söz söylenmemesi ilginçtir.   İYİ OLAN HER ŞEYİ TEK BAŞINA SAHİPLENEN İKTİDAR, KÖTÜ OLAN HİÇBİR KONUDA SORUMLUK ALMIYOR! İktidara geldiği günden bu yana, ülke kamuoyunu meşgul eden “olumsuz” olayların hiçbirinde en küçük bir sorumluluk üstlenmeyen AK Parti (ve günümüzdeki “iktidar cephesi”nin), halk tarafından “olumlu” olarak değerlendirileceği düşünülen her konuyu bütünüyle sahipleniyor!.. Resmî açıklamalara göre 50 binden fazla insanımızın hayatını kaybettiği 06 Şubat 2023 Kahramanmaraş Depremi olduğunda, yıkılan binaların İnşaat ve Yapı Kullanma Ruhsatlarını veren ve yapım aşamalarında denetimlerini yapan (kahır ekserisi AK Partili olan) belediye yetkililerine sorulması gereken sorular sorulmamış, sadece binaları inşa eden müteahhit firmalarına yönelik, sözde kalan ağır suçlamalarla, çoğu göstermelik soruşturmalar ve yargılamalarla olay geçiştirilmiştir. Bu yangın olayından sonra da, farklı bir şeyin olmasını kimse beklemiyor!.. Şimdi, olayın etkisinin henüz sıcak olması nedeniyle, güya birtakım gözaltılar, soruşturmalar, incelemeler, sözde tutuklamalar vs. ile belli bir süre halkın gazı alınacak, olayın sıcaklığı geçtikten sonra da, konu unutulup gidecektir. Eskiden olduğu gibi, “olay ve haber takibini yıllarca sıkı bir şekilde sürdüren, gelişmeleri sürekli haber veren gazeteciler” de bugün olmadığından, bundan sonra meydana gelecek olayların gürültüsü altında, halk bu olayı da unutup gidecek ve asıl sorumlular, son yıllarda sıklıkla görüldüğü üzere, cezalandırılmadan hayatlarına ve işlerine devam edeceklerdir. Kısacası, pek çok defa olduğu gibi, ölenler öldükleriyle, yakınlarını kaybedenler kaybettikleriyle kalacaklar, olayın sorumluları ise, sanki hiçbir şey olmamış ve hiçbir sorumlulukları yokmuş gibi, iktidar mensupları ve yandaşları ile beraber yürümekte oldukları yollarına devam edecekler.   EN ACI OLAYLARDAN BİLE, “RANT” ELDE ETME KONUSUNDA İNANILMAZ BECERİLERE SAHİPLER… Doğrudan ya da dolaylı olarak, faillerinin ucu iktidara dayanan olaylarda, yargı süreci gerçekleri ortaya çıkarma yolundan saptırılıyor ve süreç zamana yayılarak (örneğin rahmetli Muhsin Yazıcıoğlu’nun katledildiği olayda olduğu gibi), dosyalar ya “zaman aşımı” beklenerek rafa kaldırılıyor, ya da göstermelik (adeta ödül gibi) ufak-tefek cezalarla kapatılıyor. Maalesef, AK Parti dönemi, bu tür işlemler konusunda, daha önce hiç olmadığı düzeyde, son derece ağır bir yük altında bulunuyor!.. Geçmişte, nadirattan olan ve ortaya çıktığında da mutlaka gereği yapılan durumlar, AK Parti döneminde, sıklıkla rastlanan sıradan olaylar haline gelmiş bulunuyor. Böyle olunca da, aslında ağır sorumlulukların olduğu olaylarla ilgili olarak, beklenen ve yapılması gereken adlî işlemler savsaklanıyor, hakkın yerine gelmesi ve adaletin tecelli etmesi vb. gibi hususlara, iktidarın gündeminde yer bulunamıyor. Çıkan yangında 36’sı çocuk, 78 kişinin hayatını kaybettiği bu otelin sahipleri ve/veya işletmecileri (doğrudan ya da dolaylı) bir şekilde iktidar çevreleri ile ilişkili insanlar ise, bugün kamuoyundaki infial sebebiyle göstermelik olarak başlatılan soruşturmalardan ve adlî işlemlerden, kayda değer hiçbir sonuç beklenemez. Yok eğer bu adamların iktidarla herhangi bir ilişkileri yoksa (ve hele bir de muhalif kesimle ilişkileri tespit edilirse), işte o zaman (FETÖ Borsası’na benzer şekilde), önce bir “ödeme pazarlığı” yapılır, uzlaşılırsa, dava usulünce(!) tatlıya bağlanır ve mesele biter. Pazarlıkta uzlaşılamadığında (ve bir de, “muhalefete zarar verme” ihtimali zuhur eder) ise, yandı gülüm keten helva… Sadece yargı ceza vermekle kalmaz, başta medya papağanları ve internet trolleri olmak üzere, tüm iktidar cengaverleri, dehşetli topyekun linç eylemleri başlatır. Maalesef, başta iktidar kesimi olmak üzere, ülkemizdeki siyaset esnafının, bu tür konularda, mağdurun haklarını aramak/korumak (olayda sorumluluğu bulunanlara gerekli cezaları vererek) ve adaleti sağlamak gibi bir dertleri yoktur. Ne var ki, bunlara oy vermekte olan vatandaş da, hiçbir zaman adaletin ne derece tecelli edip etmediği ile ilgilenmeyeceğinden, siyaset haydutlarının hiçbir zaman en küçük bir endişeleri olmayacaktır. _____________  (*) https://miargem.org.tr/otellerin-ruhsatlandirilmasi-ve-denetlenmesi-kartalkaya-faciasi-ozelinde-bir-degerlendirme/
Ekleme Tarihi: 28 Ocak 2025 - Salı

YANDI-BİTTİ KÜL OLDU!

Türkiye’de siyaset, maalesef mide bulandırıcı bir ahlaksızlık lağımına dönüşmüş bulunuyor. Yakından tanıdığımız bazı tertemiz insanların o lağımda ne bulduklarını anlamak ise, mümkün değil. 02.07.1993 tarihinde, 37 kişinin hayatını kaybettiği Sivas Madımak Oteli olayından sonra, geçtiğimiz 21 Ocak günü sabaha karşı (saat 03:30’da), Bolu-Kartalkaya Kayak Merkezi’nde meydana gelen Grand Kartal Otel yangını faciasında, 36’sı çocuk olmak üzere, tam 78 kişi öldü. Ülkemizi yasa boğan böyle bir olayın “siyasi kavga malzemesi” olarak kullanılması, iğrenç ötesi alçakça bir davranıştır.

Yanan otelde, başta yangın olmak üzere, herhangi bir tehlike anında, müşterilerinin can ve mal güvenliklerini sağlayacak sistemlerinin yeterli (ya da hiç) olmadığı, Bolu Cumhuriyet Savcılığı tarafından görevlendirilen Bilirkişi Heyeti tarafından tespit edilerek, kayıt altına alınmıştır. Müşterilerinin can ve mal güvenlikleri ile ilgili yapısal ve fiziksel donatıları ve bu donatılara ait, teknik denetim raporları üzerinden araştırılması gereken bu olayla ilgili konvansiyonel medya organlarındaki yayınlar ve internetteki sosyal medya mecralarında yapılan paylaşımlar, konuyla ilgili gerçeklerin, insanlar tarafından doğru bir şekilde anlaşılması imkanını ortadan kaldırmaktadır. Medya organlarının yayınları ve sosyal medya paylaşımlarıyla, insanların kafaları karıştırılıyor. Konuyla ilgili açıklama yapmaları gereken sözde ilgili ve yetkililerin, olayın esasından ziyade, kendilerini aklama ve birbirlerini suçlama içerikli zırvaları, olayın üzerine tüy dikiyor!

 

OLAYIN GÜNAH KEÇİSİ, BOLU BELEDİYESİ Mİ?

Hiç kimse de çıkıp objektif olarak, tarafların olayla ilgili yetki, görev ve sorumluluk sınırlarını halka anlatmıyor! Olaya ilk müdahaleyi itfaiyenin yapmış olması sebebiyle, insanlara, Bolu Belediyesi (dolayısı ile de Belediye Başkanı) olayın baş sorumlusu olarak gösteriliyor. Bolu merkezden 42 km mesafede yer alan bahse konu otelde ve yakınında, hiçbir itfaiye birimi yok! Basında yer alan Bilirkişi Raporu’na atıf yapılan yazı ve haberlere göre, Bolu Belediyesi’nin (“büyükşehir” statüsünde olmadığından), kendi yetki ve görev sınırları dışında (hatta, Belediye Mücavir Alanı dışında), yer alan otelin bulunduğu bölgeyle ilgili olarak, herhangi bir yasal sorumluluğu bulunmuyor. Otel, tamamen Bolu İl Özel İdaresi, Kültür ve Turizm Bakanlığı  ile Çevre, şehircilik ve İklim değişikliği Bakanlığı’nın denetimlerine tabi konumda ve statüde bir turizm işletmesi (*).

Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın, kendi denetimine tabi olan otellerin periyodik denetimlerinde talep ettiği bazı belgeler, yapılacak taleplere bağlı olarak, “tesise en yakın” belediyeler tarafından düzenleniyor. Belediye sınırları dışında yer alan otellerin, İtfaiye Yeterlilik Raporları, en yakın belediyeler tarafından düzenlenir. Kültür ve Turizm Bakanlığı, ilk kez işletme ruhsatı verirken ve yıllık periyodik denetimler sırasında, otel işletmecilerinden, belediye tarafından düzenlenen İtfaiye Yeterlilik Raporu’nu ister. Otel işletmesi de, bakanlıktan ruhsat talep etmek üzere hazırladığı dosyaya koymak için, belediyeden bu raporu talep eder. İtfaiye Yeterlilik Raporu’nun süresi bir yıldır ve bakanlığın her yıl yapacağı periyodik denetimler öncesinde, işletme her seferinde bu raporu belediyeden almak zorundadır.

Konuyla ilgili haberlere ve sosyal medya paylaşımlarına bakılacak olursa, yanan otelin, en son yıllık denetim zamanının geçtiği ve otel yönetiminin, denetim hazırlığı için geçen Aralık ayında yaptığı itfaiye raporu talebinden, bilinmeyen bir nedenle vazgeçtiği kaydediliyor. Buna rağmen, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy’un, olayla ilgili olarak Bolu Belediyesi’ni suçlamasını anlamak mümkün değildir. Öte yandan, yangın konusunda, kendi belediyesinin yasal ve fiili pozisyonu hakkında bilgi vermekle yetinmesi gereken Bolu Belediye Başkanı Tanju Özcan da, akıl almaz bir şekilde (ve aslında hiç gereği de yokken), “kendini savunma ve bakanlığı suçlama” telaşına düşüyor! Yetki, görev ve sorumluluk bağlamında, esasen olayla uzak-yakın hiçbir alakası olmaması gereken Belediye Başkanı, bu kendini savunma telaşı sebebiyle, durup dururken şimşekleri üzerine çekiyor! Neden?

 

KONUYLA İLGİLİ BELLİ BAŞLI HUSUSLAR

Henüz olayla ilgili tüm detaylar doğru bir şekilde ortaya çıkmış değilse de, meselenin özü şöyle görünüyor:

  • Otel, Bolu Valiliği İl Özel İdaresi’nin yetki ve sorumluluk bölgesinde, tamamen Kültür ve Turizm Bakanlığı ile Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın denetimine tabi bulunuyor.
  • Otelin, başta alarm sistemi olmak üzere, yangın güvenliği ile ilgili fiziki ve teknik donatıları son derece yetersizdir.
  • Otel yönetimi, bakanlığın yıllık denetimi için hazırlıklı olmak adına, Aralık ayında belediyeden İtfaiye Yeterlilik Raporu talebinde bulunmuş. Ancak, ilgili teknik ekibin 16 Aralık 2024 tarihli inceleme raporuyla tespit edilen eksikler sebebiyle, otel yönetimi, yangından birkaç hafta önce bu talebinden vazgeçmiştir. Dolayısı ile, yangının meydana geldiği tarih itibariyle elde, her yıl yenilenmesi gereken, geçerli bir İtfaiye Yeterlilik Raporu yoktur.
  • Müşteriler, otel yönetimi/görevlileri tarafından, herhangi bir tehlike anında güvenlik konusunda sözlü ve yazılı olarak bilgilendirilmemişlerdir.
  • Belediye sınırları dışında yer alan bu tür turistik tesislerle ilgili yangın güvenliği denetimi, belediyelerde değil, tümüyle Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nda bulunuyor.

Elbette burada sayılan hususlar bağlamında, olayla ilgili başka pek çok ayrıntı ve bu ayrıntıların pek çoğunun da, ilgililere yönelik yasal sorumluluklar teşkil etmesi söz konusudur.

Bu konuda, gerçekte hiçbir yetkisi, görevi ve sorumluluğu bulunmayan Bolu Belediyesi’ne ve CHP’li Bolu Belediye Başkanı’na yönelik, “vurun abalıya” misali suçlamalar haksızdır ve maalesef son derece çirkin, siyasi ahlâksızlık örneğidir. Bu suçlamaların (hem de, tüm yetki ve sorumluluk Bolu Valiliği İl Özel İdaresi ile Kültür ve Turizm Bakanlığı ve Çevre, Şehircilik İklim Koruma Bakanlığı’nda olduğu halde), iktidar cenahından gelmesi, konuyla ilgili tartışmalarda, Bolu Valiliği’nin adının hiç ağza alınmaması ve ilgili bakanlıkların sorumluluklarına dair söz söylenmemesi ilginçtir.

 

İYİ OLAN HER ŞEYİ TEK BAŞINA SAHİPLENEN İKTİDAR, KÖTÜ OLAN HİÇBİR KONUDA SORUMLUK ALMIYOR!

İktidara geldiği günden bu yana, ülke kamuoyunu meşgul eden “olumsuz” olayların hiçbirinde en küçük bir sorumluluk üstlenmeyen AK Parti (ve günümüzdeki “iktidar cephesi”nin), halk tarafından “olumlu” olarak değerlendirileceği düşünülen her konuyu bütünüyle sahipleniyor!.. Resmî açıklamalara göre 50 binden fazla insanımızın hayatını kaybettiği 06 Şubat 2023 Kahramanmaraş Depremi olduğunda, yıkılan binaların İnşaat ve Yapı Kullanma Ruhsatlarını veren ve yapım aşamalarında denetimlerini yapan (kahır ekserisi AK Partili olan) belediye yetkililerine sorulması gereken sorular sorulmamış, sadece binaları inşa eden müteahhit firmalarına yönelik, sözde kalan ağır suçlamalarla, çoğu göstermelik soruşturmalar ve yargılamalarla olay geçiştirilmiştir. Bu yangın olayından sonra da, farklı bir şeyin olmasını kimse beklemiyor!..

Şimdi, olayın etkisinin henüz sıcak olması nedeniyle, güya birtakım gözaltılar, soruşturmalar, incelemeler, sözde tutuklamalar vs. ile belli bir süre halkın gazı alınacak, olayın sıcaklığı geçtikten sonra da, konu unutulup gidecektir. Eskiden olduğu gibi, “olay ve haber takibini yıllarca sıkı bir şekilde sürdüren, gelişmeleri sürekli haber veren gazeteciler” de bugün olmadığından, bundan sonra meydana gelecek olayların gürültüsü altında, halk bu olayı da unutup gidecek ve asıl sorumlular, son yıllarda sıklıkla görüldüğü üzere, cezalandırılmadan hayatlarına ve işlerine devam edeceklerdir. Kısacası, pek çok defa olduğu gibi, ölenler öldükleriyle, yakınlarını kaybedenler kaybettikleriyle kalacaklar, olayın sorumluları ise, sanki hiçbir şey olmamış ve hiçbir sorumlulukları yokmuş gibi, iktidar mensupları ve yandaşları ile beraber yürümekte oldukları yollarına devam edecekler.

 

EN ACI OLAYLARDAN BİLE, “RANT” ELDE ETME KONUSUNDA İNANILMAZ BECERİLERE SAHİPLER…

Doğrudan ya da dolaylı olarak, faillerinin ucu iktidara dayanan olaylarda, yargı süreci gerçekleri ortaya çıkarma yolundan saptırılıyor ve süreç zamana yayılarak (örneğin rahmetli Muhsin Yazıcıoğlu’nun katledildiği olayda olduğu gibi), dosyalar ya “zaman aşımı” beklenerek rafa kaldırılıyor, ya da göstermelik (adeta ödül gibi) ufak-tefek cezalarla kapatılıyor. Maalesef, AK Parti dönemi, bu tür işlemler konusunda, daha önce hiç olmadığı düzeyde, son derece ağır bir yük altında bulunuyor!.. Geçmişte, nadirattan olan ve ortaya çıktığında da mutlaka gereği yapılan durumlar, AK Parti döneminde, sıklıkla rastlanan sıradan olaylar haline gelmiş bulunuyor. Böyle olunca da, aslında ağır sorumlulukların olduğu olaylarla ilgili olarak, beklenen ve yapılması gereken adlî işlemler savsaklanıyor, hakkın yerine gelmesi ve adaletin tecelli etmesi vb. gibi hususlara, iktidarın gündeminde yer bulunamıyor.

Çıkan yangında 36’sı çocuk, 78 kişinin hayatını kaybettiği bu otelin sahipleri ve/veya işletmecileri (doğrudan ya da dolaylı) bir şekilde iktidar çevreleri ile ilişkili insanlar ise, bugün kamuoyundaki infial sebebiyle göstermelik olarak başlatılan soruşturmalardan ve adlî işlemlerden, kayda değer hiçbir sonuç beklenemez. Yok eğer bu adamların iktidarla herhangi bir ilişkileri yoksa (ve hele bir de muhalif kesimle ilişkileri tespit edilirse), işte o zaman (FETÖ Borsası’na benzer şekilde), önce bir “ödeme pazarlığı” yapılır, uzlaşılırsa, dava usulünce(!) tatlıya bağlanır ve mesele biter. Pazarlıkta uzlaşılamadığında (ve bir de, “muhalefete zarar verme” ihtimali zuhur eder) ise, yandı gülüm keten helva… Sadece yargı ceza vermekle kalmaz, başta medya papağanları ve internet trolleri olmak üzere, tüm iktidar cengaverleri, dehşetli topyekun linç eylemleri başlatır.

Maalesef, başta iktidar kesimi olmak üzere, ülkemizdeki siyaset esnafının, bu tür konularda, mağdurun haklarını aramak/korumak (olayda sorumluluğu bulunanlara gerekli cezaları vererek) ve adaleti sağlamak gibi bir dertleri yoktur. Ne var ki, bunlara oy vermekte olan vatandaş da, hiçbir zaman adaletin ne derece tecelli edip etmediği ile ilgilenmeyeceğinden, siyaset haydutlarının hiçbir zaman en küçük bir endişeleri olmayacaktır.

_____________

 (*) https://miargem.org.tr/otellerin-ruhsatlandirilmasi-ve-denetlenmesi-kartalkaya-faciasi-ozelinde-bir-degerlendirme/

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve balikesirartihaber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.