Hiç düşündünüz mü, hangi siyasi parti olursa olsun, Balıkesir’de, bu derece keyiflerince ve kolaylıkla nasıl at oynatabiliyorlar? Yani, Ankara’daki Siyaset Baronları’nın buradaki Siyaset Kahyaları, nasıl oluyor da, bu kadar rahat hareket edebiliyorlar? Zannetmeyin ki, bu adamların tamamı, bu tür işlerde fevkalade yetenekliler de o yüzden bu kadar rahatlar!
“YEREL KAMUOYU” MEKANLARI YOK ARTIK
Eskiden, hem il merkezinde hem de ilçelerde ve köylerde, Balıkesir’in “yerel kamuoyu”nun oluştuğu, toplumun belli başlı önde gelen isimlerinin bir araya geldikleri, kahvehaneler, gazinolar, kulüpler, meyhaneler vb gibi, muteber mekanları vardı. Bir taraftan, internet, cep telefonu vb gibi, iletişim ve medya teknolojilerindeki gelişmeler, diğer taraftan, insanların giderek daha bireysel yaşam tarzlarını tercih etmeleri ve daha başka pek çok sebepler, bu tür mekanları birer birer ortadan kaldırdı.
Şimdi ise, birlikte gidip oturan ve bir şeyler yiyip içenlerin bile, birbirleri ile neredeyse hiçbir şey paylaşmadıkları, adları Türkçe olmayan, daha çok 30 yaş altı gençlere hitap eden, “cafe” denen yerler sardı her tarafı. Buralarda, eski kahvehanelerde, gazinolarda ve meyhanelerde olduğu gibi, şehrin ve toplumun ileri gelenlerini bir arada göremezsiniz; bu mekanların, birbirleri ile neredeyse hiçbir şeylerini paylaşmayan müdavimlerinin, umumi memleket meseleleri ile hiçbir alakaları yok gibidir.
HER YERİN NABZI FARKLI ATMIYOR ARTIK!
Durum böyle olunca, “kamuoyu” adına her türlü bilgi akışı ve paylaşımı, ülke ve dünya genelinde izlenebilmekte olan, internetteki “sosyal medya” siteleri ile televizyon, gazete ve radyo yayınlarından ibaret oluyor. Bu durum, “tek tip kamuoyu” modelini besliyor ve merkezdeki Siyaset Baronlarının işlerini hayli kolaylaştırıyor. Kurdukları profesyonel ekiplerle bu mecraları istedikleri gibi kontrol edebildiklerinden, adamların, “yerel kamuoyu etkenleri” diye bir dertleri olmuyor!
Ulusal ve uluslararası medya mecralarının izlenmesi, elbette insanlar için olduğu gibi, siyasetle uğraşmakta olanlar için de çok önemlidir. Yalnız, arada önemli bir fark var; siyasetle uğraşanlar, çoğu zaman büyük paralar da harcayarak, medya mecralarına etki ederek, halk üzerinde istedikleri yönde tesirlerin oluşması ile ilgilenirlerken, halk dediğimiz, tabandaki insanlar, “özgür, tarafsız ve doğru haber alma ve gündelik olaylarla ilgili zamanında bilgilenme” haklarını ve özgürlüklerini büyük ölçüde kaybediyorlar.
SİYASETTE FANATİZM
Bu durum, sadece siyaset konusunda değil, toplumsal ölçekteki her konuda, insanların fanatizme sürüklenmelerine sebep oluyor. Büyük ölçüde siyaset baronlarının planladıkları istikamette etki altına alınan insanlar, peşlerine takıldıkları siyasi görüşlerin yobazlarına dönüşerek, adeta birer mankurtlara dönüşüyorlar. Baronlar, yeterince mankurtlaştıklarından emin olduklarını yerel siyaset kahyalığına atadıktan sonra, kamuoyu denen çark, sadece ulusal düzeyde değil, yerel platformlarda da, büyük ölçüde onların arzuları istikametinde dönmeye başlıyor.
“TEK TİP KAMUOYU” VE “TEK TİP TOPLUM”
Bu durumun, sadece yerel düzeyde değil, tüm ülke kamuoyu üzerindeki etkisi de son derece olumsuzdur. Toplumda “çok seslilik” zayıflamakta ve ülkeye “tek seslilik” hakim olmaktadır ki, bu, siyaset baronları ve onların yerel kahyaları için, tadına doyum olmayacak bir durumdur. Bunlar, “vatan, millet, din ve bayrak” gibi, millet için mutlaka “tek” olması önem taşıyan bazı ortak değerleri, kolaylıkla, kendi tek seslilik söylemlerinin ana sloganları haline getirirler. Maalesef, bu tür sloganlar, insanları çok hızlı bir şekilde fanatizme sürükler ki, siyaset baronlarının da, asıl istedikleri “siyasi taban” tam da böyledir. Bu anlayışta, daima onlar kazanırken, “halktan kepçe ile alma, insanlara kaşıkla verme” düzeni, istikrarlı bir şekilde beslenmiş olur.
Zaman içinde ortaya çıkan siyasi statüler, bu sistemde kolay kolay değişmiyor; iktidar cenahı kendi statüsünde, muhalefet cenahındakiler de, irili-ufaklı olarak herbiri kendi statülerinde, adeta “kalıcı” hale geliyorlar. Küçük bazı istisnalar haricinde, hepsinin birbirlerinin oy tabanlarında gözü olmasına rağmen, özenle birbirlerinin oy tabanlarına girmeyen(!) siyaset esnafının en önemli işleri, “siyasi, sosyal, ekonomik vb. her türlü yerel potansiyeli, Ankara’daki kendi baronlarına peşkeş çekmek”ten ibarettir.
YEREL KAMUOYU MEKANLARI VE YÖNTEMLERİ LAZIM
Eğer, ulusal ve uluslararası medyanın etkisi haricinde, eskiden olduğu gibi, yerel kamuoyu oluşturma mekanları yeniden vücut bulsa ve bugüne hitap eden yöntemler geliştirilebilse, işte o zaman, işler çok daha farklı olacaktır. Bu konuda, yerel ve ulusal meselelerle “idealistçe” ilgilenmekte olan “amatörler”in, bu gibi konulara yoğunlaşmaları halinde, önceden kestirilmesi çok kolay olmayan olumlu gelişmeler ortaya çıkabilecektir. Tabii, burada “amatör” kelimesini, ilgi duyduğu ve yeteneklerini ortaya koyduğu bazı konulardan, “şahsi çıkar sağlamayı düşünmeyen” anlamında kullandım; ve elbette bu kategoride öyleleri vardır ki, değme profesyoneller ellerine su dökemez!
Geçmişte, Balıkesir halkının nabzının attığı, yerel kamuoyuna yön verenlerin bir araya geldikleri, yaşları 40 ve üzerinde olanların adlarını hatırlayacakları önemli mekanları, ilerideki yazılarımızda ele almayı düşünüyoruz. Bu ifademizi, lütfen basit bir “geçmişe özlem” duygusu olarak değerlendirmeyin; ama, o mekanların ve müdavimlerinin o dönemde kamuoyu üzerindeki etkileri gerçekten çok önemliydi. Bu yazının konusu olan “ulusal kamuoyu” içinde, “yerel kamuoyu”nun yeri ve önemini, o yazıları okuduğunuzda, çok daha iyi ve doğru değerlendireceğinizi ümit ediyorum.