Ülkemizin en büyük evcil hayvan mağazası olan tcremix.org sitemizde kedi veya köpek besleyenler için hayatlarını kolaylaştıracak çok sayıda ürün bulunuyor. Bunların en başında mamalar geliyor eğer köpek besliyorsanız köpek maması başta olmak üzere yavru köpek maması, yaşlı köpek maması, light köpek maması, tahılsız köpek maması, konserve köpek yaş mama ürünlerini bulabileceğiniz gibi köpek sağlık ürünleri, köpek ödülleri, köpek bakım ürünleri, köpek aksesuarları, köpek mama su kapları, köpek oyuncakları, köpek eğitim ürünleri, köpek tasmaları gibi işlerinizi kolaylaştıracak çok sayıda ürünü bulabilirsiniz. Kedi besleyen arkadaşlar başta kedi maması ana kategorimiz olmak üzere konserve kedi yaş maması, yavru kedi konserve maması, yavru kedi maması, kısırlaştırılmış kedi maması, yaşlı kedi maması, yetişkin kedi maması, light diyet kedi maması kategorilerimizi ziyaret ederek kedinizin temel beslenme ihtiyaçlarını karşılayabilirisiniz. Diğer yandan ihtiyaç duyabileceğiniz diğer ürünleri kedi ödülleri, kedi tuvaletleri, kedi oyuncakları, kedi vitaminleri, kedi kumu, kedi aksesuarları, kedi bakım ürünleri, kedi mama su kapları ana kategorilerimizden bulabilirsiniz. Ayrıntılı armaa için alt kategorilerimize de göz atmanızda fayda var. Türkiye 'nin en büyük online pet shop mağazası tcremix.org sitemize hepiniz davetlisiniz.

deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler bonus veren siteler https://playdotjs.com/ deneme bonusu veren siteler

Ramazan Aydın
Köşe Yazarı
Ramazan Aydın
 

“SÖYLEMEK”LE OLMUYOR, “YAPMAK” LAZIM!

Balıkesir nüfusunun genel eğitim düzeyi, Türkiye ortalamasının hayli üzerindedir. Yani, burada her işi çok iyi yapabilecek kalifiye personel bulmak hiç de zor değildir. Öte yandan, burası, Türkiye’nin suç oranı en düşük ve en huzurlu illerinden biridir. Ayrıca, ilin coğrafi konumu ve başta tarım ve hayvancılık olmak üzere, genel üretim kapasitesi ile turizm ve termal kaynaklar potansiyeli fevkalade yüksektir. Yani, Balıkesir, her türlü ekonomik ve ticari faaliyet için, başka yerlerde kolay bulunamayacak imkanlara sahiptir. Ne var ki, Balıkesir, devlet bütçesine katkı bakımından hayli alt sıralardadır. Bunun sebebi, burada faaliyet gösteren firmaların merkezlerinin, İstanbul ve Ankara başta olmak üzere, başka illerde olmasıdır. Dolayısı ile, burada kazandıklarının vergilerini, şirket merkezlerinin kayıtlı olduğu illerden ödenmektedir. Balıkesir Ticaret ve Sanayi Odalarının, bu konuda halkı aydınlatıcı hiçbir bilgilendirmelerinin olmaması, ayrıca düşündürücüdür.   TESPİT, TESCİL VE STANDART ŞART Balıkesir’in “üretim yapma” konusunda pek sorunu yoktur; tarım ve hayvancılık ürünlerinin pek çoğu, buraya mahsus, ilgi çekici özellikler taşımaktadır. Ne var ki, bu ürünlerle ilgili kayda geçirme, tescil ettirme ve standardizasyon çalışmaları hem çok yeni ve hem de yetersizdir. Başta zeytinle ilgili olmak üzere, gerek et ve süt ürünlerimizin ve gerekse, tarla ziraati ürünlerimizin, Balıkesir’e mahsus özelliklerinin kayda geçirilmesi, tescil ettirilmesi ve standartlarının belirlenmesi gerekiyor. Bunlar yapılmadan, burada üretilen hiçbir özellikli ürünümüz ülke ve yurt dışı piyasalarda hiçbir anlam ifade etmez! Balıkesir ürünlerinin markalaşmasının önünü açmak için, İstanbul ve Ankara başta olmak üzere, birçok il merkezinde “Balıkesir Tanıtım Günleri” adı altında bazı faaliyetler yapılmış ve birkaç hatırı sayılır fuarda ürünlerimiz tanıtılmış olsa da, bunlar, daha önce yapılması gereken altyapı çalışmaları yapılmadan gerçekleştirildiği için, dile getirilen amaçlar bakımından hiçbir yarar sağlanamamış; ancak, hasbelkader o işin kenarında-köşesinde yer alan siyasilerin partizanca reklamlarına hizmet etmekten başka bir işe yaramamıştır.   İÇİ BOŞ SÖYLEMLERLE YOL ALINAMAZ! Eski Belediye Başkanlarımızdan rahmetli Sabri Uğur’un, bu konularda (özellikle de gıda ürünleri ile ilgili)  bazı ciddi çalışmaları ve epeyce emek sarf edilen projeleri vardı. Maalesef, bu projeler, tıpkı Akıncılar bölgesi, Çamlık ve Çayderesi projeleri gibi, kendisinden sonra o göreve gelen Belediye Başkanlarının kapasitelerini aşan konulardı. O nedenle de, büyük ümitler vaade eden tüm o çabalar heba oldu gitti! Balıkesir, hayvansal ve tarımsal üretim potansiyelinin yanısıra, çok önemli turizm, termal kaynaklar ve deniz ürünleri gibi, her birinin üzerinde ayrı ayrı derinlemesine çalışmaların yapılmasını gerektiren pek çok ekonomik faaliyet alanına sahiptir. Temel hiçbir çalışma yapılmadan, halkla ilişkiler ajansları tarafından ayaküstü ortaya konan bir “Marka Şehir Balıkesir” filan gibi, içinde hiçbir ciddi çalışmanın bulunmadığı balon söylemlerden geçilmiyor. Maalesef, bu içi boş söylemler, ilk anda dikkat çekici görünse de, devamında, içinden hiçbir şey çıkmayacağından, Balıkesir ürünlerinin, gerçekten “marka” haline getirilmesini de ciddi ölçülerde zorlaştırıyor. Son yıllarda, “ürün markalaştırılması” konusunda, mesela Güney Marmara Kalkınma Ajansı (GMKA), başta Balıkesir Ticaret Odası ve Ticaret Borsası başkanları olmak üzere, ilçeler dahil tüm yerel yönetimlerin yetkililerini her yıl topluyor, saatlerce konuşuyorlar lâkin daha ileriye gidilemiyor.   FRANSIZLAR NASIL YAPIYOR? Bugün, yeryüzünde bilinmekte olan 3 ayrı şarap üretme tekniğinden Kapadokya’ya, diğer ikisi de Gürcistan’a aittir. Ancak, dünyada “şarap” dendiğinde, herkesin aklına sadece ve sadece (şarap yapmayı Gürcü göçmenlerden öğrenen) Fransa geliyor! Neden acaba? Diderot(Çiçero)’nun “kralların peyniri” olarak adlandırdığı “rokfor peyniri (Fromage de Roquefort)” de bir Fransız ürünü olup, dünyanın en çok aranan peyniridir. Adını, üretildiği kasabadan (aslında, yaklaşık 2000 nüfuslu bir köy) alan ve bölgeye has bir cins koyun sütünden imal edilen rokfor peynirinin yıllık üretimi, ancak 20 bin ton civarındadır. Bu ise, bu peynire olan talebi karşılamaktan çok uzaktır. Başka yerlerde de, benzer tekniklerle rokfor peyniri üretimi yapılsa da, Fromage de Roquefort’un tüm özelliklerini taşıyan üretim yapılamıyor. Sadece bu iki örnek bile ciddi bir şekilde incelenmiş olsa, tarımsal ürünlerin “coğrafi işaretli marka” haline getirilmesi ile ilgili yapılması gerekenlerin neler olduğu, gayet iyi bir şekilde anlaşılır.   TURİZM FAKÜLTEMİZ, BALIKESİR İÇİN BİR ŞANSTIR Ülkemizde, lisans düzeyinde eğitim veren ilk “turizm” okullarından biri, eski adı “Balıkesir Turizm İşletmeciliği ve Otelcilik Yüksek Okulu (BTİOYO)” olan, Balıkesir Üniversitesi Turizm Fakültesi’dir. Ve Turizm Fakültemizde Gastronomi ve Mutfak Sanatları Bölümü’nün bulunması büyük bir şanstır. Ne var ki, şehirde gıda üretim sektörünün bu bölümle olan ilişkileri fevkalade zayıf ve yetersizdir. Halbuki, gerek tarım ve gerekse hayvancılık ürünlerimizle ilgili olarak, Balıkesir’e mahsus özelliklerin kayda geçirilmesi, tescil ettirilmesi ve standartlarının belirlenmesi vb gibi, akademik ve teknik temel gerektiren çalışmalar, pek ala bu bölümle ortaklaşa olarak yapılabilir. Balıkesir’de, adeta “yağ, un ve şeker”in yanısıra “helvayı yapacak usta” da var demektir. Öyle ise, neden helva yok? Eğer bu soru, ilin yöneticilerini, siyasetçilerini ve aydınlarını ilgilendirmiyorsa, gerekli olan her şey mevcut olsa da “helva” olmayacak, olamayacaktır!   KİŞİLERE BAĞLI ÇABALAR KALICI OLMUYOR Balıkesir’de faaliyet gösteren ilgili bazı kurum ve kuruluşlarda, Balıkesir tarımı ve hayvancılığı ile doğrudan ya da dolaylı olarak ilgili olan, tamamı bireysel gayretlerle, münferit bazı çalışmaların olduğu biliniyor. Ancak, ortada, tüm ili kapsayan ve her çalışmaya anlam kazandıracak bir master plan ve strateji olmadığında, bu çabalar kişisel gayretlerden öteye geçirilemiyor ve sürdürülebilir kurumsal fonksiyonlar haline getirilemiyor... Balıkesir halkının, yöneticilerin, siyasetçilerin ve aydınların bugüne kadarki usullerle, mevcuttan ileriye gidilemeyeceğini bir an önce anlamaları ve Balıkesir’i geleceğe hazırlayacak yeni düşünceler ve yeni usuller ortaya koymaları gerekiyor. Uzun sözün kısası, artık bundan sonra, bugüne kadarki usullerimizle yola devam edemeyeceğimizi, gelecekte şehrimize, ülke ve dünya piyasalarında rekabet gücü kazandıracak çok farklı çalışmaların yapılması gerektiğini görmemiz lazım!
Ekleme Tarihi: 15 Ağustos 2021 - Pazar

“SÖYLEMEK”LE OLMUYOR, “YAPMAK” LAZIM!

Balıkesir nüfusunun genel eğitim düzeyi, Türkiye ortalamasının hayli üzerindedir. Yani, burada her işi çok iyi yapabilecek kalifiye personel bulmak hiç de zor değildir. Öte yandan, burası, Türkiye’nin suç oranı en düşük ve en huzurlu illerinden biridir. Ayrıca, ilin coğrafi konumu ve başta tarım ve hayvancılık olmak üzere, genel üretim kapasitesi ile turizm ve termal kaynaklar potansiyeli fevkalade yüksektir. Yani, Balıkesir, her türlü ekonomik ve ticari faaliyet için, başka yerlerde kolay bulunamayacak imkanlara sahiptir.

Ne var ki, Balıkesir, devlet bütçesine katkı bakımından hayli alt sıralardadır. Bunun sebebi, burada faaliyet gösteren firmaların merkezlerinin, İstanbul ve Ankara başta olmak üzere, başka illerde olmasıdır. Dolayısı ile, burada kazandıklarının vergilerini, şirket merkezlerinin kayıtlı olduğu illerden ödenmektedir. Balıkesir Ticaret ve Sanayi Odalarının, bu konuda halkı aydınlatıcı hiçbir bilgilendirmelerinin olmaması, ayrıca düşündürücüdür.

 

TESPİT, TESCİL VE STANDART ŞART

Balıkesir’in “üretim yapma” konusunda pek sorunu yoktur; tarım ve hayvancılık ürünlerinin pek çoğu, buraya mahsus, ilgi çekici özellikler taşımaktadır. Ne var ki, bu ürünlerle ilgili kayda geçirme, tescil ettirme ve standardizasyon çalışmaları hem çok yeni ve hem de yetersizdir.

Başta zeytinle ilgili olmak üzere, gerek et ve süt ürünlerimizin ve gerekse, tarla ziraati ürünlerimizin, Balıkesir’e mahsus özelliklerinin kayda geçirilmesi, tescil ettirilmesi ve standartlarının belirlenmesi gerekiyor. Bunlar yapılmadan, burada üretilen hiçbir özellikli ürünümüz ülke ve yurt dışı piyasalarda hiçbir anlam ifade etmez!

Balıkesir ürünlerinin markalaşmasının önünü açmak için, İstanbul ve Ankara başta olmak üzere, birçok il merkezinde “Balıkesir Tanıtım Günleri” adı altında bazı faaliyetler yapılmış ve birkaç hatırı sayılır fuarda ürünlerimiz tanıtılmış olsa da, bunlar, daha önce yapılması gereken altyapı çalışmaları yapılmadan gerçekleştirildiği için, dile getirilen amaçlar bakımından hiçbir yarar sağlanamamış; ancak, hasbelkader o işin kenarında-köşesinde yer alan siyasilerin partizanca reklamlarına hizmet etmekten başka bir işe yaramamıştır.

 

İÇİ BOŞ SÖYLEMLERLE YOL ALINAMAZ!

Eski Belediye Başkanlarımızdan rahmetli Sabri Uğur’un, bu konularda (özellikle de gıda ürünleri ile ilgili)  bazı ciddi çalışmaları ve epeyce emek sarf edilen projeleri vardı. Maalesef, bu projeler, tıpkı Akıncılar bölgesi, Çamlık ve Çayderesi projeleri gibi, kendisinden sonra o göreve gelen Belediye Başkanlarının kapasitelerini aşan konulardı. O nedenle de, büyük ümitler vaade eden tüm o çabalar heba oldu gitti!

Balıkesir, hayvansal ve tarımsal üretim potansiyelinin yanısıra, çok önemli turizm, termal kaynaklar ve deniz ürünleri gibi, her birinin üzerinde ayrı ayrı derinlemesine çalışmaların yapılmasını gerektiren pek çok ekonomik faaliyet alanına sahiptir.

Temel hiçbir çalışma yapılmadan, halkla ilişkiler ajansları tarafından ayaküstü ortaya konan bir “Marka Şehir Balıkesir” filan gibi, içinde hiçbir ciddi çalışmanın bulunmadığı balon söylemlerden geçilmiyor. Maalesef, bu içi boş söylemler, ilk anda dikkat çekici görünse de, devamında, içinden hiçbir şey çıkmayacağından, Balıkesir ürünlerinin, gerçekten “marka” haline getirilmesini de ciddi ölçülerde zorlaştırıyor.

Son yıllarda, “ürün markalaştırılması” konusunda, mesela Güney Marmara Kalkınma Ajansı (GMKA), başta Balıkesir Ticaret Odası ve Ticaret Borsası başkanları olmak üzere, ilçeler dahil tüm yerel yönetimlerin yetkililerini her yıl topluyor, saatlerce konuşuyorlar lâkin daha ileriye gidilemiyor.

 

FRANSIZLAR NASIL YAPIYOR?

Bugün, yeryüzünde bilinmekte olan 3 ayrı şarap üretme tekniğinden Kapadokya’ya, diğer ikisi de Gürcistan’a aittir. Ancak, dünyada “şarap” dendiğinde, herkesin aklına sadece ve sadece (şarap yapmayı Gürcü göçmenlerden öğrenen) Fransa geliyor! Neden acaba? Diderot(Çiçero)’nun “kralların peyniri” olarak adlandırdığı “rokfor peyniri (Fromage de Roquefort)” de bir Fransız ürünü olup, dünyanın en çok aranan peyniridir. Adını, üretildiği kasabadan (aslında, yaklaşık 2000 nüfuslu bir köy) alan ve bölgeye has bir cins koyun sütünden imal edilen rokfor peynirinin yıllık üretimi, ancak 20 bin ton civarındadır. Bu ise, bu peynire olan talebi karşılamaktan çok uzaktır. Başka yerlerde de, benzer tekniklerle rokfor peyniri üretimi yapılsa da, Fromage de Roquefort’un tüm özelliklerini taşıyan üretim yapılamıyor.

Sadece bu iki örnek bile ciddi bir şekilde incelenmiş olsa, tarımsal ürünlerin “coğrafi işaretli marka” haline getirilmesi ile ilgili yapılması gerekenlerin neler olduğu, gayet iyi bir şekilde anlaşılır.

 

TURİZM FAKÜLTEMİZ, BALIKESİR İÇİN BİR ŞANSTIR

Ülkemizde, lisans düzeyinde eğitim veren ilk “turizm” okullarından biri, eski adı “Balıkesir Turizm İşletmeciliği ve Otelcilik Yüksek Okulu (BTİOYO)” olan, Balıkesir Üniversitesi Turizm Fakültesi’dir. Ve Turizm Fakültemizde Gastronomi ve Mutfak Sanatları Bölümü’nün bulunması büyük bir şanstır. Ne var ki, şehirde gıda üretim sektörünün bu bölümle olan ilişkileri fevkalade zayıf ve yetersizdir. Halbuki, gerek tarım ve gerekse hayvancılık ürünlerimizle ilgili olarak, Balıkesir’e mahsus özelliklerin kayda geçirilmesi, tescil ettirilmesi ve standartlarının belirlenmesi vb gibi, akademik ve teknik temel gerektiren çalışmalar, pek ala bu bölümle ortaklaşa olarak yapılabilir.

Balıkesir’de, adeta “yağ, un ve şeker”in yanısıra “helvayı yapacak usta” da var demektir.

Öyle ise, neden helva yok?

Eğer bu soru, ilin yöneticilerini, siyasetçilerini ve aydınlarını ilgilendirmiyorsa, gerekli olan her şey mevcut olsa da “helva” olmayacak, olamayacaktır!

 

KİŞİLERE BAĞLI ÇABALAR KALICI OLMUYOR

Balıkesir’de faaliyet gösteren ilgili bazı kurum ve kuruluşlarda, Balıkesir tarımı ve hayvancılığı ile doğrudan ya da dolaylı olarak ilgili olan, tamamı bireysel gayretlerle, münferit bazı çalışmaların olduğu biliniyor. Ancak, ortada, tüm ili kapsayan ve her çalışmaya anlam kazandıracak bir master plan ve strateji olmadığında, bu çabalar kişisel gayretlerden öteye geçirilemiyor ve sürdürülebilir kurumsal fonksiyonlar haline getirilemiyor...

Balıkesir halkının, yöneticilerin, siyasetçilerin ve aydınların bugüne kadarki usullerle, mevcuttan ileriye gidilemeyeceğini bir an önce anlamaları ve Balıkesir’i geleceğe hazırlayacak yeni düşünceler ve yeni usuller ortaya koymaları gerekiyor.

Uzun sözün kısası, artık bundan sonra, bugüne kadarki usullerimizle yola devam edemeyeceğimizi, gelecekte şehrimize, ülke ve dünya piyasalarında rekabet gücü kazandıracak çok farklı çalışmaların yapılması gerektiğini görmemiz lazım!

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve balikesirartihaber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.