Balıkesir’de, başta Valiliğe bağlı kuruluşlar ve Belediyeler olmak üzere, belli başlı kamu kuruluşları (ne derece “faydalı” ve “gerekli” olduğu tartışılır), bir dünya işle ilgili olarak, hayli abartılı duyurular, tanıtım faaliyetleri ve propagandalar yapıyorlar. Ancak, kent merkezi ile ilgili, hayati önemi ve önceliği olması gereken, deprem riski en yüksek olan semtler ve Akıncılar bölgesi ile, 30 yıldır imar sorunları çözülemeyen Yeni Sanayinin ruhsat sorunlarından, yıllardır tek kelime söz eden kimse yok!
DEPREM RİSKİNİN EN YÜKSEK OLDUĞU SEMTLERİMİZ
Örneğin, İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) tarafından hazırlanan, 2006 tarhli “Balıkesir il Merkezi Depremsellik Raporu”na göre, hiçbir şekilde “imara açılması mümkün olmayan” semt ve mahallelerde, emlak fiyatlarındaki akıl almaz patlamayı ne ile izah edeceğiz! Şehrin güneyinde, Plevne mahallesinden başlayıp, doğusunu kuşaklayarak kuzeye doğru, Bahçelievler, H.Basri Çantay, Gündoğan, Gümüşçeşme’den geçip, Paşaalanı mahallesine kadar uzanan bölgeyi gözlerinizin önüne getirin. Bu bölgede “yumuşak zemin kalınlığı”, ortalama 35 metre ve “yüzey suları” da, hemen 2,5 metre derinliktedir; yani, birkaç metre kazıldığından, alttan su çıkmaktadır. Bu bölgede yapılan inşaatların tamamının temel kazılarında, epeyce su çıkmaktadır. Ayrıca bu bölge, tümüyle “1. Sınıf Tarım Arazisi”dir!
Belediyelerimiz bu bölgedeki inşaat ruhsatlarında hangi kriterleri uyguluyorlar bilmiyorum; ama, gördüğümüz inşaatların hiçbirinin temeli, yumuşak toprağın altındaki “sert zemin”le irtibatlandırılmıyor! Yani, hiç kimse 35 metre temel kazmadığı gibi, alttaki sert zemine kadar ulaşan fore kazıklar çakarak, bina temelini bunların üzerine oturtmuyor! Unutmayalım ki, 29 Ocak1898 tarihinde, akşam ezanına yarım saat kala meydana gelen 7.0 şiddetindeki depremde, Balıkesir’de yıkılmayan bina kalmamıştır. Depremden sonra Balıkesir’e gönderilen Japon fotoğrafçıların çektikleri fotoğraflar Osmanlı Yıldız Sarayı Fotoğraf Arşivi’ndedir. Bu fotoğrafların kopyaları, merhum Belediye Başkanımız Sabri Uğur zamanında, Kent Arşivi’ne kazandırılmıştır.
NİSPETEN GÜVENLİ OLAN SEMTLER VE EMLAK FİYATLARI
En son, Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) Deprem Araştırma ve Uygulama Merkezi (DAUM) Müdürü Prof.Dr. Hasan Sözbilir, geçen Haziran ayının ilk günlerinde, Balıkesir'in, 7.2 büyüklüğüne varan deprem üretecek fay parçaları üzerinde yer aldığını söylemişti. Zemin özellikleri bakımından, kent merkezinin “en riskli bölgeleri”nde, şehrin en pahalı mahalleleri bulunuyor! Yukarıda zikrettiğimiz İTÜ raporuna göre, “uygun tekniklerle inşa edilmeleri” koşuluyla, yerleşime en uyun semtlerimiz, Dinkçiler, Çamlık tepesi ve etekleri, Kızpınarı, Adnan Menderes ile Sakarya, Toygar, BALTOK ve TOKİ-Yenimahalle bölgeleridir. Çok ilginçtir ki, bu semtlerde emlak fiyatları, depremsellik tehlikesinin çok büyük olduğu semtlere kıyasla, son derece ucuzdur!
Allah korusun, olası bir büyük depremde, İTÜ’nün raporunda “hiçbir şekilde imara açılmaması gerektiği” belirtilen ve bugün, emlak fiyatlarının füze uçuşu ile yükselmekte olduğu semtlerimizdeki binaların hiçbirinin ayakta kalması mümkün görünmüyor!
Çok ilginçtir, İTÜ raporu Belediyemize geldiğinde, konuyla ilgili halka yönelik bilgilendirme açıklamalarını (13 adet) ben kaleme almıştım! O günlerde, bahsedilen o bölgelerdeki yapılaşma oranı %65-70 civarındaydı, yani, bölgenin üçte biri boştu! Bugün ise, oralarda tek bir parsel bile kalmamıştır! Bizim, deprem tehlikesini olabildiğince açık bir şekilde anlattığımız o açıklamalardan sonra, insanların o semtlerden uzaklaşacaklarını beklerken, anlaşılmaz bir şekilde, insanlar, o mahallelere hücum ettiler! Bugün oralarda, örneğin, inşat maliyetleri 25-30 bin Doları geçmeyecek, 50-60 metrekare (1+1) büyüklüğündeki daireler bile, 150 bin ilâ 300 bin Dolar fiyatlarla satılmaktadır. Bu nasıl bir anlayış, akıl erdirmek mümkün olmuyor!
SİYASETÇİLERİN UNUTULMAYA TERK ETTİKLERİ MEVZULAR
Neredeyse 40 yılı aşkın bir süreden beri çözüm üretilemeyen, şehrin kuzey girişinin iki yanında yer alan Yeni Sanayi Bölgesinin imar ve ruhsat sorunları da, yıllardır olduğu gibi duruyor! Bu konuda, ilgili belediyelerin, henüz herhangi bir çalışmalarının olduğuna dair bilgimiz bulunmuyor! Mevcut halleri bir türlü yasal çerçeveye oturtulmamış bulunan bu bölgelerle ilgili olarak, pek çok insanımız mağduriyet yaşıyor. Seçim öncesi dönemlerde, hemen tüm siyasetçilerin gündemlerinde en üst sıralarda yer verdikleri bu tür konular, seçimden sonra, hepsinin gündemlerinden tamamen çıkartılıyor!
Bu durumdan mağdur olanlar, problemlerin çözümü konusunda, seçimlerden sonraki dönemlerde siyasetçilere dertlerini anlatamıyorlar; zaten siyasetçiler de, bu gibi karmaşık ve çözümü imkansız denecek kadar zor olan mevzulardan uzak duruyorlar.
Balıkesir’in, onyıllar boyu devam eden, Paşaalanı ile TOKİ-Yenimahalle arasında kalan ve teknik olarak “18-02” olarak bilinen bölgedeki sorunların çözümünde kayda değer bazı ilerlemeler oluyor. Oradaki işler henüz, Karesi Belediyesi tarafından “inşaat ruhsatı” verilecek düzeye gelmemiş ve bazı davalar henüz sonuçlanmamış olsa da, görünen vadede, o bölgenin de imar bakımından ıslah edileceği anlaşılıyor. Darısı, şehirde kangren haline gelmiş olan diğer sorunların başına…
BU MEZBELELİK, NEDEN KİMSEYİ RAHATSIZ ETMİYOR?
Ve şimdi de gelelim “Akıncılar bölgesi”ne!
Gazi Bulvarı, Çayderesi ve Vasıf Çınar caddesi arasında kalan ve güney kısmında Toplu Taşıma Merkezi’nin (TTM) bulunduğu, yaklaşık 70 dönümden ibaret bir bölge. 2009 yılından önce, belediye tarafından bu gölgeyle ilgili çalışmalar sırasında, irili-ufaklı 3.000’den fazla tapu hak sahibi tespit edilmişti. O günden bu yana, gerek alım-satım işlerine ve gerekse meydana gelen ölümlere de bağlı olarak, hak sahiplerinin sayısının 4 bini aşmış olacağı rahatlıkla söylenebilir. Bu durumda, tüm bu insanlara ulaşılarak, o bölgeyi kapsayan makro bir projenin geliştirilmesi ve uygulamaya konulması, hiç de kolay bir iş değildir.
Belediye, 2008 yılında bu bölge için bir proje hazırlamış ve uygulanabilmesi için de, hak sahiplerinden muvafakat almaya başlamıştı. Alınan muvafakat oranı %48’lere geldiğinde 2009 yerel seçimleri oldu ve Balıkesirliler, “kendisinden önce başlatılan tüm projeleri rafa kaldıran” İsmail Ok’u seçtiler. Geçmiş ola! Muvafakat oranı %51 olduğunda, yatırımcı kuruluş olarak TOKİ, o bölgede modern bir projeyi hayata geçirecekti ve mevcut hali ile gelişmenin önünde engel olan o bölge, bugün şehrin en önemli cazibe merkezi olacaktı! Halihazırdaki mülkiyet yapısı ile, Akıncılar bölgesinin ıslah edilebilmesi, artık neredeyse imkansızdır! Bu nedenle, Balıkesir’in o anlı-şanlı, afralı-tafralı ve burunlarından kıl aldırmayan sözde siyasetçileri bu işe bulaşmıyorlar!
Balıkesir halkının, kendi gelecekleri ile ilgili olarak, 50 yılı aşkın süredir, böylesine isabetsiz kararlar vermesi ve böylesine işe yaramaz adamları seçmeye devam etmesi halinde, bu ve bunlara benzer meseleler, olduğu gibi kalmaya ve şehrin gelişmesine engel olmaya devam edecektir. Hatta, benzer yeni problemler ortaya çıkacak ve onlar da zaman içinde kalıcı hale gelecektir.
Bizler, yani Balıkesirliler olarak, her seferinde ve her seçimde “aynı şekilde davranarak”, kendi başımıza, kendimiz çorap örmeye devam ediyoruz. İnşallah, önümüzdeki yıl yapılacak olan genel seçimlerde, oylarımızı, geleceğimiz için çok daha doğru yönde kullanmayı başarabiliriz!