Balıkesir hem tüm il olarak ve hem de il merkezi olarak, gerek en genel manada ve gerekse münferit durumlarla ilgili yaşam standartları bakımından sorunlu bir yerdir. Maalesef, özel hayattan sosyal hayata, ticaretten sanayiye, ve bilhassa da “hizmet sektörü” olmak üzere, hayatın hangi alanında olursa olsun Balıkesir, “birinci sınıf” ya da “A kalite” denen sosyal donatılardan, kurumlardan ve işletmelerden yoksundur. Bir de, sanırım, bu konularda, yeterli düzeyde “toplumsal talep” yok! Bu durumun kimsenin umurunda olmaması ise, hayret edilecek bir şey olup, son derece düşündürücü ve üzüntü vericidir.
GIDA SEKTÖRÜNDE, NEDEN ULUSAL BİR MARKAMIZ YOK!
Türkiye’nin en iyi tarımsal üretim imkanlarına sahip olan Balıkesir’de, hâlâ, tek bir tane olsun, gıda sektöründe, “marka” denilebilecek ürünü yoktur! Örneğin, geçen yıllarda Balıkesir Büyükşehir Belediyesi “50 Peynirli Şehir” diye bir kitap yayınladı. Evet, Balıkesir’de belki de, 50’den fazla peynir çeşidi üretilir; ama, örneğin, “Kars Kaşarı-Gravyeri”, “Ezine Peyniri”, “Bergama Tulumu” vb gibi, “Balıkesir’e mahsus”, ulusal düzeyde tek bir peynir markası yoktur! Maalesef, bunun neden böyle olduğu da, sanırım pek kimsenin umuru değildir bu şehirde!
Öte yandan, başta zeytin ve zeytin ürünleri olmak üzere, kırmızı-beyaz et ve et ürünleri konusunda da, Banvit’ten başka ulusal düzeyde markası yok Balıkesir’in. Peki, “Neden yok?” diye, gerçekten bu konuları kendine dert edinen kimse var mı? O da yok tabii!
SOSYALLEŞME AMAÇLI MEKANLARDA STANDARTLAR YETERSİZ
Balıkesir’de, şu son 10-15 yıl içinde açılan lokanta, cafe vb birkaç mekan, ilk açılışlarında ortaya koymaya çalıştıkları standartları, maalesef korumayı ve sürdürmeyi başaramadılar ve fiyatları ile değil, ama, servis kaliteleri ile, hızla “vasata” indiler. Gerek mutfakları ve gerekse servisleri alelade düzeyde olan birtakım yerler, çoğu gereksiz ve rüküş dekorasyonları bağlamında, İstanbul’daki belli başlı lokantaların fiyatlarını uyguluyorlar. Meşruiyeti son derece şüpheli yollardan “kolay para sahibi olan”, birtakım görgüsüz ve açgözlü tipler, bu mekanlarda boy gösteriyorlar. Sadece yemek-içmek için değil, sosyalleşmek için gidilip oturulması gereken mekanlarda, rekreatif ambians hak getire. Sanki, ayaküstü yemek yenen ve sadece karın doyurma amaçlı basit esnaf lokantaları gibiler aslında.
Sözün burasında, mutfaklarında harikalar yaratmakta olan esnaf lokantalarımıza hiçbir sözüm yok; şahsen ben, gözüm kapalı olarak girer, hepsinde rahatlıkla karnımı doyurabilirim. Sorun, üst standartlarda hizmet vermesi gereken ve ağırlıklı olarak sosyalleşme amacı ile gidilen yerlerle ilgili Balıkesir’de.
BALIKESİR’DE KÜLTÜR VE SANAT FAALİYETLERİ
Bilimdeki ilerlemeler, teknolojik gelişmelere, teknolojik gelişmeler de, insan hayatında büyük değişimlere yol açıyor. Balıkesir’de, belli fiziki şartlara ve teknik özelliklere sahip konser, tiyatro, toplantı vb salonları, fuar sergi vb hem kültürel hem de ticari amaçlı organizasyonların gerçekleştirileceği donatılar da ya hiç yok, ya da mevcutlar yeterli değil. Örneğin, Balıkesir’de hâlâ, bir tiyatro, orkestra, bale, opera vb gibi, yıllık programı ilan edilebilen kültür ve sanat kuruluşları yoktur. Zaman zaman, dışarıdan gelen grupların programları maalesef yeterli olmuyor. Balıkesir’in, kendisinin, düzenli kültür-sanat faaliyetlerini gerçekleştirecek kurumsal yapılara sahip olması gerekiyor. Ne var ki, Balıkesir’de, bu gibi kuruluşlar vücuda getirilemiyor! Zaman bu yönde bazı teşebbüsler olsa da, halkın ilgisinin yetersizliği sebebiyle sürdürülemiyor.
ALTIEYLÜL BELEDİYESİ’NİN ÇALIŞMALARI DİKKAT ÇEKİYOR
Bu konuda, Altıeylül Belediyesi’nin bazı çalışmaları dikkat çekiyor; ancak, bu gibi işler öyle, “tek bir Başkanlık dönemi” içinde tamamlanabilecek türden değildir. Kültür ve Sanat alanında, değerli başkanımız Hasan Avcı’nın başlattığı işler, henüz başlangıç aşamasında ve primitif düzeydedir. Bu faaliyetler, kurumsal yapıları da oluşturularak sürdürülmesi halinde, ortalama ancak 20-25 yıl gibi bir zaman sonra doyurucu meyvelerini vermeye başlar. Bu da, nereden baksanız 4-5 başkanlık dönemi demektir… Ne yazık ki, ülkemizde, göreve seçilen her Başkan, öncekilerden kalan işleri bir kenara koyuyor ve kendince farklı konularda sıfırdan başlıyor. Dahası, sıfırdan başladıkları o konuların, kaç yıl içinde kemale edeceği konusunda hiçbir fikirleri olmuyor!
Bu arada, Necatibey Eğitim Fakültesi Müzik Eğitimi Anabilim Dalı’ndaki öğretim üyelerinin, gerek Büyükşehir Belediyesi ve gerekse ilçe belediyeleri ile birlikte, Doç.Dr. Hakan Okay öncülüğünde gerçekleştirmekte oldukları konser faaliyetleri, giderek kalite kazanıyor. Umarım, bu çalışmaları sistemli ve kurumsal hale getirebilirler… Balıkesir Üniversitesi ve Altıeylül Belediyesi’nin bu işbirliğinin hem devam etmesini, hem de diğer alanlara örnek olmasını diliyoruz.
BALIKESİR GIDA ÇARŞISI PROJESİ
Rahmetli Sabri Uğur döneminde, Balıkesir Belediyesi tarafından hazırlanan “Gıda Çarşısı” adlı bir proje vardı. Bu çarşının yapılacağı yer, maalesef, İsmail Ok zamanında “Karesi AVM” adı altında, hiçbir fonksiyonel özelliği bulunmayan, son derece de yüksek maliyetli bir beton kütlesi ile berbat edilmiş olsa da, o çarşı hâlâ uygun bir başka yerde yapılabilir. Zira, o projede önemli olan lokasyon değil, konsepttir. Sabri Uğur hariç, Gıda Çarşısı Projesini hazırlayan insanların tamamı halen Balıkesir’de yaşıyor. Bunlarla bir toplantı yapılabilir, eğer o kişiler halen resmi görevlerde değillerse, münferit görevlendirmeler yapılarak, o proje (ya da o konseptte yeni bir proje) pek âlâ realize edilebilir.
Gıda Çarşısı projesinin amacı, “Balıkesir” adını, gıda sektöründe, ulusal (ve hatta ileride uluslararası) bir marka unsuru haline getirmekti. Üretim usul ve süreçleri ile ürünlerini standardize edebilen firmaların markalarını, Balıkesir adıyla pekiştirerek, ulusal ve uluslararası düzeylerde, bilinirliklerini ve talep edilirliklerini arttırma amaçlı olarak, patent, tanıtım, pazar araştırması vb. gibi genel faaliyetlerin, ortaklaşa kurulacak yarı resmi özel bir ajans eliyle yürütülmesi öngörülüyordu. Böylece, örneğin “ÜNAL / Balıkesir Peyniri”, “ÜNAL / Balıkesir Tereyağı”, “ÜNAL / Balıkesir Kaymağı”, “KAZDAĞI / Balıkesir Zeytinyağı”, “KAZDAĞI / Balıkesir Zeytini” vb. gibi bir pazarlama konsepti ile, Türkiye ve Dünya piyasalarında pay almaya çalışılacaktı…
İL EKONOMİSİNDEKİ TEMEL DİNAMİKLER NE DURUMDA?
Maalesef, son 10-15 yıldır, Çamlık, Avlu, İda-Madra Geopark vb. gibi, Balıkesir’de, akıllara zarar maliyetlerle yapılan birtakım projeler, il ve kent hayatına hiçbir artı getirmediği gibi, yerel kamu kurumlarına, gereksiz maddi yükler de bindiriyor!
Bu arada, Balıkesir Üniversitesi bünyesinde kurulmuş olan ve adeta kapalı bir kutuya dönüştüğü izlenimi bırakan “Teknopark”ta, kim ne iş yapıyor, halk tarafından bilinmiyor. Diğer taraftan, 2005-2006’larda ivme kazanan “Balıkesir OSB”de bugün total yatırım, istihdam, üretim, ihracat, ithalat vb hususlarda durum nedir bilen yok! Bu konularda, hiç kimsenin halka bilgi verme derdi de yok sanki!
Kamuoyu, Balıkesir açısından, gerçekte incir çekirdeğini doldurmayacak konular üzerinden yürütülen ilkel siyasi polemiklerle meşgul ediliyor. Tamamı kendi sahiplerinin sesleri olan, ulusal gazeteler, radyolar ve TV kanalları ile, internetteki sosyal medya mecraları tarafından, sözde “haber” adı altında, gerçekte hiçbir işe yaramayacak ve çoğu zaman özel olarak kurgulanmış enformasyonlarla kafaları doldurulan insanlar, kendi aralarında, sonu gelmez siyaset ve futbol polemikleriyle zaman öldürüyor. Balıkesir halkı, yıllardır, kendisini öncelikle ve doğrudan ilgilendiren konulardan haberdar olmadığı halde, genel konularla ilgili olarak, ülkenin her tarafında yapılmakta olan polemiklerden kendi meselelerini düşünemez, ilgilenemez haldedir.
Toplumsal gündem konuları maalesef, Ankara’daki Siyaset Baronlarının güdümünde şekillendiğinden, yerel düzeydeki öncelikli konular, yerel Siyaset Kahyaları için verimli rant alanlarına dönüşüyor. Harcanan onca paralara rağmen, yapılan işlerin halkın hayatına hiçbir katkı sağlamıyor olması ile, maalesef kimse ilgilenmiyor!