Öyle zannediyorum ki, tüm ülke genelinde de durum pek farklı değil, ama, elbette biz, bizi doğrudan ilgilendiren ve diğerlerine göre çok daha yakın olan konular üzerinde durmayı tercih ediyoruz.
Bilmem dikkat ediyor musunuz, başta siyasi partiler olmak üzere, meslek kuruluşları, sendikalar, vakıflar, dernekler ve spor kulüpleri gibi, kısaca “STK” diyerek geçtiğimiz, sözüm ona “sivil toplum kuruluşları” ile eskilerin “matbuat” dedikleri, son zamanların “medya”sının (hem de topyekun olarak) esasen, siyasi partilerin güdümlerinde, kamu varlıklarından nemalanan oluşumlar oldukları açıktır.
ÖRGÜTLÜ KAMU MALLARI SOYGUNCULUĞU
Ülkemiz o hale geldi ki, üç kişi bir araya geliyor ve ne ad altında olura olsun, kurdukları her legal örgütün en temel (ve aslında hiç de “legal” olmayan) amacı, maalesef, “kamu varlıklarından nemalanmak ve mensuplarını nemalandırmak” oluyor. Geçmişleri uzun yıllara dayanan örgütlenmelerin de hızla yozlaşarak, aynı kulvarda, kamu mallarını yağmalamakta olan diğerleri ile dirsek temasları ile başladıkları al takke-ver külah ilişkilerin, kısa zaman içinde, “memleketi birlikte yağmalama” süreçlerine dönüşmekte olduğunu üzülerek izliyoruz.
Bizim, tamamen Balıkesir ölçeğinde görüp-yaşadıklarımız bağlamında yaptığımız bu çözümlemenin, sözün başında da söylediğimiz üzere, maalesef tüm ülke için de geçerli olduğunu söylemek, sanırım hiç de abartılı bir değerlendirme olmayacak.
BALIKESİRSPOR ÖRNEĞİ NE KADAR ÇOK ŞEYİ ANLATIYOR!
Yıllardır, herkesin gözleri önünde olan bir durum olması sebebiyle, burada sadece Balıkesirspor örneğini zikredelim: Bizim gençlik yıllarımızda, başta gençler ve tüm Balıkesirliler olarak, büyük bir heyecanla desteklediğimiz Balıkesirspor’un bugün geldiği noktayı bir düşünelim! 15-20 yıl öncesine kadar, ülkemizin en üst futbol ligi olan “Birinci Lig”e çıkma heyecanının yaşandığı günlerden bu yana, şehrimizde yaşananları bilenlerin kahir ekseriyeti hâlâ hayattadır.
Balıkesirspor’un Birinci Lig’e çıkması heyecanının zirve yaptığı yıllarda, tüm amatör spor dallarında da, hem Türkiye, hem de Dünya çapında çok ayıda sporcularımız vardı! Ben şahsen, uzun bir aradan sonra, 2005 yılında Balıkesir’e gelip, aralıksız olarak burada yaşamakta olduğum şu son 17 yıldır, ekonomiden siyasete, sanattan spora ve kültüre kadar, hemen her alanda Balıkesir’in, 1970’li yıllarının çok gerisine kaymış olduğunu görüyorum. Halbuki, bundan 50 yıl öncesine göre, Balıkesir, her alanda çok daha fazla imkanlara sahiptir. “Balıkesir’in, ne sporda, ne ekonomide, ne bilimde ve kültürde, hiç olmazsa Türkiye çapında olsun, hiçbir kuruluşu ve şahsiyeti neden yok?” diye düşünen kimse var mı?
HER ŞEYİ “KİŞİSEL MENFAAT”LERE ENDEKSLİ BİL İL
Benzer şeyler, Balıkesir’deki tüm diğer kurum ve kuruluşlar ile şirketler için de söylenebilir ve eminim, Balıkesir’de yaşamakta olan herkesin, benim burada yazmayı gerekli görmediğim, bu türden, bir dünya durum hakkında bilgisi vardır. Başta siyasi partiler olmak üzere, genel merkezleri Ankara’da bulunan hiçbir meslek kuruluşunda (Odalarda ve Sendikalarda) Balıkesir Şubelerinin kayda değer varlıkları da etkileri de yoktur!
Bu gibi kurum ve kuruluşların Balıkesir’deki şubeleri, sadece ve sadece, “Genel Merkez talimatlarını yerine getiren, ama kendi yerel talep ve görüşlerini Ankara’dakiler nezdinde dile getir(e)meyen” kuruluşlardır.
HER ŞEY, KİŞİSEL VE YAKIN ÇEVRE ÇIKARLARINA ENDEKSLİ
Bunların hiçbiri, kendi alanları ile ilgili olarak, Balıkesir’e mahsus hiçbir politika ve hedef oluşturma becerilerine de sahip değiller. Yapabildikleri tek şey, “genel merkezilerinden aldıkları güçle, kişisel olarak yerel imkanlardan nemalanmak”tan ibarettir. İşin en kahredici yanı ise, Balıkesir halkının bu durumun farkında olmaması ve buna son vermek için, kendi içinden bir irade çıkaramıyor olmasıdır.
40-50 yıl önce, Balıkesir’de yetişen gençler, resmi görevler haricinde, kendi istikballeri ile ilgili olarak, Balıkesir’e dönük hayaller kurarlar, burada hayata atılırlardı. Bugün, gençlerimizin Balıkesir’e dönük, neredeyse hiçbir hayalleri yoktur! Bırakalım üniversiteyi, liseyi bile Balıkesir’de okumak istemiyor çocuklarımız! Acaba neden?
BU ŞEHİR, “GERİ VİTES”İ HER ŞEYDEN ÇOK SEVİYOR!
2009 yılından bu yana Balıkesir Üniversitesi’nde çalışıyorum. Bizim Fakültelerimize ve Yüksek Okullarımıza yerleşme taban puanları bugün, hiçbir Fakültede, Yüksek Okulda ve hiçbir Bölümde, 2009 yılı puanlarından yüksek olmadığı gibi, tamamına yakınında, taban puanlar, kabul edilemeyecek seviyelere düşmüş bulunuyor. Dahası, Fakültelerin ve Yüksek Okulların birçok bölümlerine ve Meslek Yüksek Okullarımıza, yıllardır hiç öğrenci gelmiyor!..
Öte yandan, 50 yıl önce, Türkiye’nin en beğenilen alış-veriş ortamı olan Balıkesir Çarşısı bugün, esnaf yapısı itibarı ile o yılların çok gerisine kaymış görünüyor. Bu süre içinde, Kahramanmaraş, Kayseri, Gaziantep, Antalya, Elazığ, Mardin vb pek illerin esnafları arasından, bugün, ülke ve dünya düzeyinde çizgi üstü işler yapan sayısız firmalar ve işadamları çıkıyor. Ama, bu anlamda, Balıkesir’den bildiğimiz tek bir tane bile firma ya da ülke düzeyinde “işadamı” denilebilecek kimse yoktur.
Elbette, Balıkesir’de ürettiklerini Türkiye’nin her yerine (ve bazı yabancı ülkelere de) satan firmalarımız yok değil; ancak, bunlar, tüm Balıkesir ekonomisi içinde, devede kulak mertebesinde kalan işlerdir. Örneğin, Bursa’nın İnegöl içesinin yıllık ihracat rakamları, Balıkesir ilinin birkaç katıdır. Dahası, İnegöl’ün bugün, Türkiye ve Dünya piyasalarında tanınan çok sayıda mobilya markaları var.
EN TEMEL İLKEMİZ: AZICIK AŞIM, AĞRISIZ BAŞIM!
Balıkesir esnafının, aile için birkaç daire, birkaç yazlık ev ve birkaç da otomobil sahibi olduktan sonra, bilhassa işleri ile ilgili olarak, kayda değer hiçbir hedefleri (daha doğrusu, ileri hedefler oluşturabilecek kabiliyetleri de, öyle bir dertleri de) yoktur… Ama, tabiat hükmünü icra ediyor ve arkadan yeni nesiller geliyor ve ilimizde, “yeni yetişen gençlere iş bulmak” gibi bir problem, her geçen gün büyümeye devam ediyor.
Şu ya da bu sebeple ve şekilde, Balıkesir’in kaderi üzerinde söz sahibi olan kişiler, kurum ve kuruluşlar ile sosyal-siyasi mahfiller, “ilde yeni istihdam imkanları yaratmak” konusunda son derece yetersizler. Yüzeysel olarak bakıldığında, öncekinin yaptığını sonra gelen bozuyor, birinin yaptığını diğeri beğenmiyor ve yıllar geçtiği halde, Balıkesir’de her şey yerli yerinde saymaya devam ediyor! Sanki, görünmez (ve çok etkili) bir komutan, Balıkesirlilere “Yerinde (geriye) saaaaay marş” komutu vermiş gibidir. Bize, çok acil olarak, “ileri (ve “koşar adım”) marş” komutu verecek birileri lazım.
Ne dersiniz, görünen vadede böyle birileri çıkar mı aramızdan?