31 Mart 2024 günü gerçekleştirilen Mahalli İdareler Genel Seçimleri’nde, seçmen, Cumhuriyet Halk Partisi’ne (CHP’ye) çok büyük bir “siyasi kredi” verdi. Şimdi, bütün gözler, CHP’nin bu krediyi ne derece efektif bir şekilde kullanıp kullanamayacağında…
Balıkesir’de, AK Parti’den ve İYİ Parti’den CHP’ye geçen belediyelerde, kadroların yenilenmesi çalışmaları devam ediyor. Üç haftadır dışarıya yansıyan ilk görüntü şöyle: Balıkesir’de CHP, 31 Mart’ta ortaya çıkan sonuca yeterince hazırlıklı değilmiş! Yani, başta Karesi ve Altıeylül olmak üzere, 20 ilçenin 15’inde Belediyelerin CHP’ye geçeceği, pek beklenmiyormuş gibi… Bugün karşı karşıya olduğumuz durumda, seçim kazanan “yeni” başkanlar, birlikte “uyum içinde çalışabilecekleri”, kendi bürokratik kadrolarını oluşturmakta büyük sıkıntı çekiyorlar; çünkü, başta Büyükşehir olmak üzere, 15 ilçe belediyesinde de, kendileriyle uyum içinde çalışabilecek, “nitelikli” yeni çalışma arkadaşlarına ihtiyaçları var! Peki, CHP teşkilatı bu ihtiyaca cevap verebilecek potansiyele sahip mi? İşte, zurnanın zırt dediği yer tam da burası!
BALIKESİRLİLER, İTHAL PERSONELİ SEVMEZ!
Yeni başkanların, koltuklarına oturduktan sonra karşı karşıya kaldıkları ilk sorun, kadrolaşma konusunda, parti teşkilatları ile yaşadıkları görüş ayrılıkları oldu. Ortaya çıkan görüş ayrılıklarının ne derece çözüleceğini ya da derinleşeceğini zaman gösterecek. Sokakta ve bilhassa da çarşıda yapılan sohbetlere bakılırsa, şehirde en çok merak edilen konuların başında bu konu geliyor. Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreterliği gibi, şehrin en kritik koltuğuna, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nden Naki Çetin getirildi. Özgeçmişi ile ilgili internette yer alan bilgilere bakılırsa, Naki Çetin, pek de öyle, şapkadan tavşan çıkarması beklenebilecek biri değil.
Balıkesir halkı, bilhassa belediyelerde, ne olursa olsun, “ithal” olarak gördüğü bürokratik kadrolara sıcak bakmaz. Burada siyaset yapanların bu durumu gayet iyi bilmeleri gerekiyor! Örneğin, ben 2005 yılının Mayıs ayında, o dönemdeki AK Partili Belediye Başkanı rahmetli Sabri Uğur’un ricası üzerine, İstanbul’dan kalkıp geldiğimde bile, çok büyük bir reaksiyonla karşılaşmıştı; hem de Balıkesirli olduğum halde! Balıkesir AK Parti il teşkilatı (elbette, başka pek çok sebep de vardır ama) Sabri Uğur’a bunun faturasını 2009 seçimlerinde ödetti; o seçimlerde, kendi partisi, Sabri Uğur’a vermesi gereken desteğin yarısını bile vermedi. Öyle ki, AK Parti İl Gençlik Kolları, adamın seçim broşürlerini bile dağıtmadı! Başta Ahmet Akın olmak üzere, yeni seçilen başkanların, Balıkesir insanının “ithal personel” konusundaki tepkisini göz ardı etmemelerinde yarar var. Çünkü, Balıkesirli, zamanı geldiğinde, faturayı, olabildiğince “yüksek” keser! Bu hususun, partiden partiye farklı olabileceğini değerlendiren de, hayatının yanlışını yapar.
Yeni seçilen CHP’li Belediye Başkanlarının tamamının, birlikte çalışabilecekleri uyumlu ekip arkadaşlarına ihtiyaçları var. Uzaklardan adam ithal etmeden önce, yakın çevrelerini bir gözden geçirseler çok iyi olur. Belediyelerde, mevcut faal personelle kıyaslandıklarında, bir hayli nitelikli insan, AK Partili başkanlar tarafından yıllardır kızakta tutuluyor; kendi uzmanlıkları ve nitelikleri ile alakaları olmayan birimlerde atıl bırakılmış durumdalar. Umarız, bu insanlar üzerinde ciddi çalışmalar yapılır ve uygun görülenlere, niteliklerine uygun görevler teklif edilir.
BASINLA İLGİLİ BİRİMLERE İSTİSNAİ UYGULAMA
Yeni dönemde, “basın kadroları” konusunda, istisnai bir uygulama yapılması şart; çünkü, maalesef AK Parti’li başkanlar, yıllardır, hiç de ahlaki denemeyecek yöntemlerle, akıllara zarar miktarlarda paralar vererek, Balıkesir yerel basın camiasını, hem kurumsal, hem de bireysel bakımlardan, son derece dejenere etmiştir. Bu nedenle, CHP’li başkanların aşmakta en çok zorlanacakları sorunlar, bu alanda ortaya çıkacaktır. Belediyelerde basın ve halkla ilişkiler işlerini yürütecek yetkili personelin, mümkünse “yerel bağlantıları olmayan” insanlardan seçilmesinde büyük yarar var! Aksi taktirde, dün AK Partili başkanların beslediği insanların ve kuruluşların, bu sefer de CHP’li başkanlar tarafından, aynı şekilde beslenmeye devam edildiği, yeni bir dönem başlayacaktır.
Ömrünün 30 yılını basın mesleğinde geçirmiş (hem alaylı ve hem de mektepli) eski bir gazeteci olarak, para karşılığında haber, köşe yazısı ve yorum yayınlamanın, basın mesleğinin en büyük ahlaksızlığı olduğunun altını önemle çizmek isterim. Kaldı ki, gerek gazetecilik meslek örgütleri ve Basın Konseyi de, benimle aynı görüştedirler. Değerli Belediye Başkanlarımız, Balıkesir ve çevresi ile çıkar ilişkileri olmayan yetenekli, deneyimli ve birikimli gazetecilerden, en azından “danışman” olarak yararlanmayı düşünebilmelidirler. Bu konu, hizmet vermekle yükümlü oldukları halkla sağlıklı ve verimli ilişkiler kurabilmeleri bakımından son derece önemlidir. Yeni başkanların, yıllardır, belediyelerden ve diğer bazı resmi kurumlardan ahlak dışı yöntemlerle beslenmekte olan, gerçekte ise, gazetecilikle pek alakaları da olmayan çakal sürüsünden kendilerini koruyabilmeleri hiç de kolay olmayacaktır!
“CHP BELEDİYECİLİĞİ” İÇİN GÜZEL BİR ÖRNEK
Bu arada, belediyelerin, bir de “kültür ve sanat” işleri var... Bu konuda da, “AK Parti Belediyeciliği”nin bir alamet-i farîkası olarak, sözde “organizasyon” kuruluşları ile, çok büyük kısmı şaibeli “ihaleli işler” söz konusudur. Öyle ki, diğer yatırım projelerinde olduğu gibi, kültürde ve sanatta, “birim fiyat” ve “standart tarife” söz konusu olmadığından, işler “ağanın eli tutulmaz” yöntemleriyle yürütülür hale gelmiştir… Maalesef Türkiye’de, belediyelerin kültür ve sanat işlerine ayırdıkları paraları alan ve bu paraları, kendilerine ödeme yapan belediye yetkilileri ve görevlileri ile paylaşmakta olan, marazî bir sektör ortaya çıkmıştır.
Böylece, sanatları ve değerleri kendilerinden menkul birtakım insanlar için, organizatörlere, akıl almaz paralar ödeniyor; sonra da, tabii dedikodunun ve ahlaksız bölüşümlerin bini bî-para... Maalesef, bu uygulamalardan, CHP’li belediyeler istisna değildir! Bu konudaki tek ve en önemli istisna ise, Eskişehir’in CHP’li eski Büyükşehir Belediye Başkanı, Yılmaz Büyükerşen’dir (1937-…..). Keşke, “CHP Belediyeciliği” için, Eskişehir model ve örnek olarak alınabilseydi! Daha önce de, Kurucu Rektörü (1982-1996) olduğu Anadolu Üniversitesi’ni, Türkiye’nin en büyük üniversitelerinden biri haline getiren Yılmaz hoca, Türkiye’de “muhalefet belediyeciliği”nin muhteşem bir örneğini ortaya koymuş, Anadolu bozkırının ortasında, çorak bir bölgede, neredeyse yorgun köpeğin bile durup dinlenmek istemeyeceği bir şehri almış ve 25 yıl içinde, iç turizmin en önemli destinasyonu haline getirmiştir.
HALK, ASLA MAZERET DİNLEMEZ, HİZMET BEKLER…
Geçen 31 Mart’ta, görev talep eden başkanlara, halk istedikleri görevi vermiştir… Şimdi, başkanlardan hizmet beklenmektedir. Halka en iyi hizmeti verebilmek için, mümkün olan en nitelikli insanları görevlendirmek, başkanların uhdelerinde ve yetkilerinde olan bir husustur.
Balıkesir halkı, seçmiş olduğu başkanlardan, hiçbir konuda bahane üretmeden, her konuda, mümkün olan en iyi hizmeti vermesini bekliyor. Türk milleti CHP’ye, Cumhuriyet tarihimizde, tek parti döneminden bu yana geçen 74 yıl sonra, Balıkesir’de (ve aslında ülke genelinde de) ilk defa bu ölçüde büyük ve yaygın bir görev tevdi ediyor. Umarız CHP, halkın bu teveccühüne layık olduğunu gösterir ve gelecekte de, ülkemize ve milletimize hizmet imkanını elde eder.