Balıkesir, Ankara’daki “siyaset baronları” için, “en kolay” illerden biridir.
Seçimlerde gösterilecek adayların, yerel düzeyde bir siyasi alt yapılarının olması gerekmez. Baronlar, “temayül yoklamaları” ile doğru olarak tespit ettikleri, yerel siyasi karşılıkları olan siyaseten güçlü isimlerin önlerini kesereler…
Ne yapar ne ederler, halkta hiçbir ciddi karşılığı bulunmayan, ama kendilerinin bir şekilde tanımakta oldukları isimleri aday listelerinin üst sıralarına alırlar. Böylece, adları seçilebilecekleri sıralara yazılmış olanlar, sadece o baronlara minnettar olacaklarından, onların sözünden çıkmayan “uslu çocuklar” olurlar.
TEKRAR EDEN HAYAL KIRIKLIĞI
Balıkesirliler, seçimlerde oylarını kullanırlarken adeta, makbul bir “marka” olarak gördükleri siyasi partilerin adlarına ve sadece televizyonlardan gördükleri liderlerine bakarak tercihlerini yaparlar. Sonra da, Ankara’ya gönderdikleri (ya da yerel yönetim koltuklarına oturttukları) insanlarla, hizmet anlamında, yıllardır değişmeyen hayal kırıklıklarını yaşarlar. Buna rağmen, bir sonraki seçimde de, yine aynı davranışı tekrar ederler. Bu kısır döngü, hiç değişmeden her seçimde devam eder gider. Siyasi partilerin genel merkezlerine çöreklenmiş olan baronlar, Balıkesir’in bu özelliğini çok iyi bilirler ve değişmeyeceğinden de gayet emindirler.
AYAK OYUNU GRUPLARI
Bu kısır döngünün temel dinamikleri olan, siyasi partilerin yerel teşkilatlarındaki kapıkulları, seçimler yaklaşırken, birbirleri ile didişmeye başlarlar… Ayrı ayrı heyetler(!?)halinde Ankara’ya giderler, genel merkezlerdeki baronların eteklerine yüzlerini sürerler ve onlara birbirlerini kötülerler. Sanırım, siyaset baronları için “en keyif verici manzara” bu olmalı! Ayak oyunlarında en becerikli olanlar arasından, yerel düzeyde hiçbir gerçek karşılıkları bulunmayanlara himmet ve ihsanda bulunarak, onları, “Ankara kapıkulluğu”na terfi ettirirler.
HAYAL KIRIKLIĞI KADER Mİ?
Balıkesirliler, daha önceki sayısız olumsuz örneğe rağmen, her seçimden sonra, Ankara’ya gidenlerin (ya da yerel yönetim koltuklarına oturanların) kendilerine hizmet edeceklerini “zannetmeye” devam ederler. Seçilenler, ellerine geçirdikleri her türlü devlet (ve kamu) imkânlarını, sadece ve sadece, seçim bölgelerinde yaşamakta olan “kendi özel yandaşları” için kullanırlar. Onların, gerçekte, tüm il genelinde halkın yararına olacak türden ne bir projeleri ve ne de tek bir düşünceleri vardır! Ama, bu yönde, öylesine muhteşem nutuklar atma becerileri vardır ki, dinledikçe hayran olmamak elde değildir.
ONLARIN HİÇBİR MECBURİYETLERİ YOKTUR!
Balıkesir siyasilerinin, halka yaptıkları “vaatleri yerine getirme” ve verdikleri “sözleri tutma” gibi zorunlulukları hiç olmamıştır. Görev süreleri boyunca o kadar rahattırlar ki, kimse onlara, seçim öncesi dönemlerde bol keseden yaptıkları vaatlerin ve verdikleri sözlerin, halk tarafından unutulmuş olduğundan son derece emindirler. Zaten onlara bu konuda hesap filan da sorulmaz!
Balıkesir’de siyasette başarılı olmanın tek şartı, “yerel siyasi imkânları Ankara’daki baronlara peşkeş çekebilecek bir beceriye sahip olduğunu göstermek”ten ibarettir. Bu konuda rüştlerini ispatlayanlar, müteakip seçimlerde, tekrar tekrar en tepe sıralardan aday listelerine yazılırlar; tabii, Ankara’daki baronlar tarafından.
“TEMAYÜL YOKLAMALARI” NE İŞE YARAR?
Bu arada, aday adaylıkları sürecinde (ya da öncesinde) yapılan ve sonuçları kesinlikle gizli tutulan “temayül” yoklamalarının, Türk siyasetinin en rezil işlerinden biri oluğunu söylemem lazım. Sonuçları açık olsa, çok faydalı olabilecek bu usûl, siyaset baronlarının kendileri için “sakıncalı” gördükleri; yerelde güçlü siyasi tabana sahip olan isimlerin “doğru” olarak belirlenmesine ve onların önlerinin kesilmesine yarıyor.
Bugüne kadar da, hiç kimse çıkıp, “temayül yoklamalarının sonuçlarının, neden halktan gizli tutulduğunu”, Ankara’daki siyaset baronlarına sormuyor!!!