Ülkemizin en büyük evcil hayvan mağazası olan tcremix.org sitemizde kedi veya köpek besleyenler için hayatlarını kolaylaştıracak çok sayıda ürün bulunuyor. Bunların en başında mamalar geliyor eğer köpek besliyorsanız köpek maması başta olmak üzere yavru köpek maması, yaşlı köpek maması, light köpek maması, tahılsız köpek maması, konserve köpek yaş mama ürünlerini bulabileceğiniz gibi köpek sağlık ürünleri, köpek ödülleri, köpek bakım ürünleri, köpek aksesuarları, köpek mama su kapları, köpek oyuncakları, köpek eğitim ürünleri, köpek tasmaları gibi işlerinizi kolaylaştıracak çok sayıda ürünü bulabilirsiniz. Kedi besleyen arkadaşlar başta kedi maması ana kategorimiz olmak üzere konserve kedi yaş maması, yavru kedi konserve maması, yavru kedi maması, kısırlaştırılmış kedi maması, yaşlı kedi maması, yetişkin kedi maması, light diyet kedi maması kategorilerimizi ziyaret ederek kedinizin temel beslenme ihtiyaçlarını karşılayabilirisiniz. Diğer yandan ihtiyaç duyabileceğiniz diğer ürünleri kedi ödülleri, kedi tuvaletleri, kedi oyuncakları, kedi vitaminleri, kedi kumu, kedi aksesuarları, kedi bakım ürünleri, kedi mama su kapları ana kategorilerimizden bulabilirsiniz. Ayrıntılı armaa için alt kategorilerimize de göz atmanızda fayda var. Türkiye 'nin en büyük online pet shop mağazası tcremix.org sitemize hepiniz davetlisiniz.

deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler bonus veren siteler https://playdotjs.com/ deneme bonusu veren siteler

Ramazan Aydın
Köşe Yazarı
Ramazan Aydın
 

BALIKESİR’İ, “YANLIŞ İŞLER”DEN KİM KORUYACAK?

Balıkesir kent merkezinin, “dünyanın en aktif fay hatlarından biri”nin üzerinde kurulmuş olduğu bilinmektedir. Jeoloji Mühendisleri Odası tarafından, 28.02.2919 tarihinde gerçekleştirilen, “Balıkesir’in Afet Durumu ve Yönetimi Çalıştayı”nda, Dokuz Eylül Üniversitesi’nden Prof.Dr. Hasan Sözbilir, Doç.Dr. Ökmen Sümer, Doç.Dr. Bora Uzel ve Dr. Semih Eski ile Afyon Kocatepe Üniversitesi’nden Prof.Dr. Çağlar Özkaymak tarafından sunulan, “Balıkesir İlinin Deprem Tehlike Kaynakları ve Alın­ması Gereken Önlemler” başlıklı bildirinin girişinde, “Balıkesir ili ve çevresi, dünyanın sismik olarak en aktif yapılarından birisi olan, Kuzey Anadolu Fayı’nın güney koluna ait fay segmentleri üzerinde konumlanmıştır.”  ifadesi yer almaktadır.   İTÜ’NÜN, BALIKESİR DEPREM ZEMİN ETÜT RAPORU İstanbul Teknik Üniversitesi’ne (İTÜ) yaptırılan zemin etütleri raporu, bundan 15 yıl kadar önce Balıkesir Belediyesi’ne teslim edildi. O raporda, bugün şehrin, gayrimenkul fiyatlarının en pahalı olduğu semtlerinin, hem “yumuşak toprak zemin”in 35 metreyi aşan derinliği ve hem de zemin sularının 2,5 metre gibi yüzeye yakınlığı sebebiyle, “imara açılamayacak düzeyde riskli” olduğu belirtiliyordu! Bu rapor Belediyeye ulaştığında, gayrimenkul fiyatlarını olumsuz etkileyecek bilgilerin halka açıklanmasının ne derece doğru ve faydalı olup-olmayacağı, Belediyenin yönetim kadrolarında epey tartışıldı. Neticede, “halkın, kentle ilgili gerçekleri bilme hakkı” olduğu ilkesinden hareketle, raporun, halkı doğrudan ilgilendiren bölümleri, tarafımdan hazırlanan basın bültenleri ile (sanırım 13-14 adet olacak) yerel basına iletilmişti. O raporda, Balıkesir kent merkezinin, depremsellik bakımından, I., II. ve III. derece şeklinde belirtilen risk bölgeleri, hem basın yolu ile hem de dönemin Belediye Başkanı rahmetli Sabri Uğur’un açıklamaları ile haftalarca halka anlatıldı.   EN RİSKLİ SEMTLERDE FİYATLAR UÇTU GİTTİ! Peki, sonra ne oldu dersiniz? Bu haberler, halkta beklenin aksine bir tesir yaptı ve deprem bakımından en riskli semtlerde, gayrimenkul fiyatları adeta uçtu gitti. Çok ilginçtir, bu durum, bugün de devam ediyor… Düşünsenize, İTÜ’nün deprem etüt raporunda, “imara açılamayacak derecede riskli” denen mahallelerimiz, bugün şehrimizin en pahalı semtleridir. Ve bu semtlerde, sanırım şehrin en hali-vakti yerinde ve en okumuş-yazmış kesimi oturmaktadır! Tabii, bu da ayrı bir ilginçlik! İTÜ deprem raporunun geldiği yıl, önemli bir kısmı boş, tarla ve bağ-bahçe olan bugünün Plevne, Bahçelievler ve Paşaalanı mahallelerinde, akıl almaz bir hızda yapılaşma süreci başladı! Maalesef, son 15 yıl içinde bu bölgelerde inşa edilen binaların hiçbirinin temel tekniği, bu yerlerin gerektirdiği şekilde değildir. Adeta, sabah yatağından fırlayan ve üç-beş kuruş parası olan herkesin “müteahhitlik” adı altında, inşaatçılık furyasına katıldığı Balıkesir’de, tüm inşaatçılar, “kendi inşaatlarının, şehrin en sağlam yapıları” olduğu iddiasındadır! Balıkesir’de bugün, hiç kimse, derinliği 35 metreyi aşan yumuşak toprak zemin üzerinde, bir deprem anında binaların nasıl ayakta kalabileceğini düşünmek istemiyor!   1898 DEPREMİNDE, NEREDEYSE TÜM ŞEHİR YIKILMIŞTI Bu şehir, 29 Ocak 1898’de, bir Ramazan günü iftar vaktine yarım saat kala, 7 şiddetinde bir deprem yaşadı. Osmanlı kayıtlarına göre, o gün kentteki 11 bin binadan, sadece 51 tanesi ayakta kalabilmişti. O depremde, Zağnospaşa camisinin kubbesi de çökmüştü!.. O günden bu yana geçen 123 yıl içinde, üzerinde oturmakta olduğumuz, dünyanın en aktif faylarından biri olan, Kuzey Anadolu Fayı’nın güney koluna ait fay segmentlerinin nasıl bir enerji biriktirdiğini düşünmeden, yumuşak zeminler üzerinde (binaları dipteki sert zeminle ilişkilendirecek beton-çelik fore kazıklar olmadan) habire inşaatlar yapmaya devam ediyoruz…. İnşallah, şehrimiz, korkulan bir deprem felaketi yaşamaz! Ama, bilim adamları, bu konuda hiç de iyimse değiller. İlk paragrafta zikrettiğimiz, bilimsel bildiriye benzer çalışmaların hiçbiri, maalesef, bu konuda içimizi serinletecek hiçbir detay içermiyor! Allah saklasın, yarın böyle bir deprem felaketi meydana geldiğinde, hiç kimse kendinde bir kusur bulmayacak ve herkes, geçmişteki ve bugünkü Belediye yönetimleri ile “müteahhit” denen inşaatçıları suçlayacaktır. Ama, o gün, “olan olmuş, ölen ölmüş” olacağından, bu tür suçlamaların hiç kimseye kayda değer hiçbir yararı olmayacaktır.   YANLIŞ STRATEJİK KARARLAR Çok uzun zamandan beri, bu şehrin ve tüm vilayetin yönetiminde söz sahibi olan, farklı siyasi görüş ve meşrepten kişilerin, neredeyse tek ortak özellikleri, “şehrin geleceğinde olumsuz etkileri olacak stratejik kararlar” almış olmalarıdır! Üniversite öğrenci (KYK) yurtlarını şehrin 5-6 km kuzeyine, Balıkesir Üniversitesi merkez kampüsünü ise, şehrin 17-18 km güneyinde yapmak! Şehrin Bursa istikametindeki, kuzey çıkış karayolunun kenarına, I. Sınıf tarım arazileri üzerinde “küçük sanayi sitesi” kurmak! Uluslararası tescili bulunan, şehre yakın “I. Sınıf Tarım Arazileri”ni imara açmak! Hem kent merkezinde oturanların, hem de diğer ilçe ve köylerden gelecek vatandaşların işlerini görecekleri resmi kurum ve kuruluşlar ile ticaret birimlerini tek merkezde toplamak! Bu örneklere, eminim ki, sizler de başka pek çoklarını ekleyebilirsiniz…   ARTIK, ÇÖZÜM ÜRETMEK NEREDEYSE İMKANSIZ! Bugün Balıkesir’de, şehrin kuzeyindeki KYK yurdu ile merkezdeki özel öğrenci yurtlarında ve evlerde kalan öğrencilerin, sabah-akşam kampüse taşınmaları çok ciddi bir sorundur ve maalesef, hiç kimse tarafından, kısa vadede (kalıcı ya da geçici) hiçbir çözüm öngörülememektedir. Şehrin girişinde, Küçük Sanayi Sitesi’ndeki yaklaşık 2 bin işyerinin, ayrıca “ruhsatları” da, 40 yıla yakın bir zamandır düzenlenememektedir! Balıkesir’e dışarıdan gelenler, kentin sosyal ve kültürel çehresinden önce, küçük sanayi sitesi tarafından karşılanmaktadır. Bu ruhsat problemi için, yine rahmetli Sabri Uğur tarafından bir çözüm yolu bulunmuştu; ancak, uygulamaya geçemeden görev süresi doldu ve 2009’da yapılan seçimlerde de Balıkesir halkı, daire başına bir defaya mahsus 50 lira ile 850 lira arasında değişen cüz’i miktarlardaki “asfalt parası”nı deve yaptı ve (Sabri Uğur’u değil, aslında) kendi kaderini sandığa gömdü!   EN DEĞERLİ TARIM ARAZİLERİNİ MAHVEDİYORUZ “Balıkesir Ovası”nın bir parçası olan şehir merkezi çevresindeki I. sınıf tarım arazileri üzerinde bugün, Plevne, Bahçelievler ve Paşaalanı mahalleleri ile Küçük Sanayi Sitesi bulunuyor! Bu bölgeler, sadece Balıkesirliler için değil, ülkemiz ve dünya için de “korunmaları gereken” çok değerli tarım arazileridir. Hem yumuşak toprak kalınlığının 35 ilâ 70 metre olması, hem de yüzey sularının 2,5 metre gibi, zemine yakın sığ bir seviyelerde bulunması bakımından, tarım için bu arazilerin eşi az bulunur! Ve biz, bu topraklarda tarımsal üretime dönük tasarruflarda bulunmamız gerekirken, sanki burada ev yapacak başka hiçbir yer kalmamış gibi, bu güzelim toprakları betonla mahvediyoruz!   HALK, GELECEĞİNİ SİYASETÇİNİN ELİNE BIRAKMAMALI Unutmayalım ki, halk, kendi geleceği için neyin doğru ve neyin yanlış olduğu konusunda, güçlü bir şekilde görüşünü ortaya koymadığında, iktidardaki siyasetçiler ve onların atamakta oldukları sözüm ona bürokratlar, kendi küçük çıkarları için, ülkenin ve milletin menfaatlerini harcamaktan asla çekinmezler! O nedenle, geçmişte yapılan ve zamanla şehrin gelişmesini olumsuz etkileyen tüm bu işler yapılırken, halk tarafından o gün karşı çıkılmamış olması, daha sonra gelen idarecilerin de, aynı davranışları sürdürmelerine yol açıyor! İşte bugün de, Çamlık tepesi ve işte Avlu (artık kimin avlusu ise) gibi, akıllara zarar paralara malolan ve hiçbir ekonomik döngüsü olması mümkün görünmeyen işler devam ediyor!.. Bizim derdimiz, “yapılan işleri eleştirmek” filan değil… Yapıldıktan sonra, şehrin gelişimine yıllarca engel teşkil eden işlere dikkat çekmektir! Bir an önce bu gibi, geçmişte yapılan bazı işlerin olumsuz etkilerini giderecek çalışmaların yapılması ve ayrıca, şehrin geleceğini olumsuz etkileyecek yeni projelerin halk tarafından engellenmesi gerekiyor! Şehrimizin geleceği için neyin yanlış ve neyin doğru olduğu konusunda değerlendirmeler yaparken, sadece Balıkesir’i göz önüne alabilirsek bu iş kolay olur. Yoksa, aptalca siyasi görüşler bağlamında, partizanca davranarak elde edeceğimiz sonuçlar, değişmeden böylece devam eder gider.
Ekleme Tarihi: 05 Aralık 2021 - Pazar

BALIKESİR’İ, “YANLIŞ İŞLER”DEN KİM KORUYACAK?

Balıkesir kent merkezinin, “dünyanın en aktif fay hatlarından biri”nin üzerinde kurulmuş olduğu bilinmektedir. Jeoloji Mühendisleri Odası tarafından, 28.02.2919 tarihinde gerçekleştirilen, “Balıkesir’in Afet Durumu ve Yönetimi Çalıştayı”nda, Dokuz Eylül Üniversitesi’nden Prof.Dr. Hasan Sözbilir, Doç.Dr. Ökmen Sümer, Doç.Dr. Bora Uzel ve Dr. Semih Eski ile Afyon Kocatepe Üniversitesi’nden Prof.Dr. Çağlar Özkaymak tarafından sunulan, “Balıkesir İlinin Deprem Tehlike Kaynakları ve Alın­ması Gereken Önlemler” başlıklı bildirinin girişinde, “Balıkesir ili ve çevresi, dünyanın sismik olarak en aktif yapılarından birisi olan, Kuzey Anadolu Fayı’nın güney koluna ait fay segmentleri üzerinde konumlanmıştır.”  ifadesi yer almaktadır.

 

İTÜ’NÜN, BALIKESİR DEPREM ZEMİN ETÜT RAPORU

İstanbul Teknik Üniversitesi’ne (İTÜ) yaptırılan zemin etütleri raporu, bundan 15 yıl kadar önce Balıkesir Belediyesi’ne teslim edildi. O raporda, bugün şehrin, gayrimenkul fiyatlarının en pahalı olduğu semtlerinin, hem “yumuşak toprak zemin”in 35 metreyi aşan derinliği ve hem de zemin sularının 2,5 metre gibi yüzeye yakınlığı sebebiyle, “imara açılamayacak düzeyde riskli” olduğu belirtiliyordu! Bu rapor Belediyeye ulaştığında, gayrimenkul fiyatlarını olumsuz etkileyecek bilgilerin halka açıklanmasının ne derece doğru ve faydalı olup-olmayacağı, Belediyenin yönetim kadrolarında epey tartışıldı.

Neticede, “halkın, kentle ilgili gerçekleri bilme hakkı” olduğu ilkesinden hareketle, raporun, halkı doğrudan ilgilendiren bölümleri, tarafımdan hazırlanan basın bültenleri ile (sanırım 13-14 adet olacak) yerel basına iletilmişti. O raporda, Balıkesir kent merkezinin, depremsellik bakımından, I., II. ve III. derece şeklinde belirtilen risk bölgeleri, hem basın yolu ile hem de dönemin Belediye Başkanı rahmetli Sabri Uğur’un açıklamaları ile haftalarca halka anlatıldı.

 

EN RİSKLİ SEMTLERDE FİYATLAR UÇTU GİTTİ!

Peki, sonra ne oldu dersiniz?

Bu haberler, halkta beklenin aksine bir tesir yaptı ve deprem bakımından en riskli semtlerde, gayrimenkul fiyatları adeta uçtu gitti. Çok ilginçtir, bu durum, bugün de devam ediyor… Düşünsenize, İTÜ’nün deprem etüt raporunda, “imara açılamayacak derecede riskli” denen mahallelerimiz, bugün şehrimizin en pahalı semtleridir. Ve bu semtlerde, sanırım şehrin en hali-vakti yerinde ve en okumuş-yazmış kesimi oturmaktadır! Tabii, bu da ayrı bir ilginçlik!

İTÜ deprem raporunun geldiği yıl, önemli bir kısmı boş, tarla ve bağ-bahçe olan bugünün Plevne, Bahçelievler ve Paşaalanı mahallelerinde, akıl almaz bir hızda yapılaşma süreci başladı! Maalesef, son 15 yıl içinde bu bölgelerde inşa edilen binaların hiçbirinin temel tekniği, bu yerlerin gerektirdiği şekilde değildir. Adeta, sabah yatağından fırlayan ve üç-beş kuruş parası olan herkesin “müteahhitlik” adı altında, inşaatçılık furyasına katıldığı Balıkesir’de, tüm inşaatçılar, “kendi inşaatlarının, şehrin en sağlam yapıları” olduğu iddiasındadır! Balıkesir’de bugün, hiç kimse, derinliği 35 metreyi aşan yumuşak toprak zemin üzerinde, bir deprem anında binaların nasıl ayakta kalabileceğini düşünmek istemiyor!

 

1898 DEPREMİNDE, NEREDEYSE TÜM ŞEHİR YIKILMIŞTI

Bu şehir, 29 Ocak 1898’de, bir Ramazan günü iftar vaktine yarım saat kala, 7 şiddetinde bir deprem yaşadı. Osmanlı kayıtlarına göre, o gün kentteki 11 bin binadan, sadece 51 tanesi ayakta kalabilmişti. O depremde, Zağnospaşa camisinin kubbesi de çökmüştü!..

O günden bu yana geçen 123 yıl içinde, üzerinde oturmakta olduğumuz, dünyanın en aktif faylarından biri olan, Kuzey Anadolu Fayı’nın güney koluna ait fay segmentlerinin nasıl bir enerji biriktirdiğini düşünmeden, yumuşak zeminler üzerinde (binaları dipteki sert zeminle ilişkilendirecek beton-çelik fore kazıklar olmadan) habire inşaatlar yapmaya devam ediyoruz….

İnşallah, şehrimiz, korkulan bir deprem felaketi yaşamaz! Ama, bilim adamları, bu konuda hiç de iyimse değiller. İlk paragrafta zikrettiğimiz, bilimsel bildiriye benzer çalışmaların hiçbiri, maalesef, bu konuda içimizi serinletecek hiçbir detay içermiyor! Allah saklasın, yarın böyle bir deprem felaketi meydana geldiğinde, hiç kimse kendinde bir kusur bulmayacak ve herkes, geçmişteki ve bugünkü Belediye yönetimleri ile “müteahhit” denen inşaatçıları suçlayacaktır. Ama, o gün, “olan olmuş, ölen ölmüş” olacağından, bu tür suçlamaların hiç kimseye kayda değer hiçbir yararı olmayacaktır.

 

YANLIŞ STRATEJİK KARARLAR

Çok uzun zamandan beri, bu şehrin ve tüm vilayetin yönetiminde söz sahibi olan, farklı siyasi görüş ve meşrepten kişilerin, neredeyse tek ortak özellikleri, “şehrin geleceğinde olumsuz etkileri olacak stratejik kararlar” almış olmalarıdır! Üniversite öğrenci (KYK) yurtlarını şehrin 5-6 km kuzeyine, Balıkesir Üniversitesi merkez kampüsünü ise, şehrin 17-18 km güneyinde yapmak! Şehrin Bursa istikametindeki, kuzey çıkış karayolunun kenarına, I. Sınıf tarım arazileri üzerinde “küçük sanayi sitesi” kurmak! Uluslararası tescili bulunan, şehre yakın “I. Sınıf Tarım Arazileri”ni imara açmak! Hem kent merkezinde oturanların, hem de diğer ilçe ve köylerden gelecek vatandaşların işlerini görecekleri resmi kurum ve kuruluşlar ile ticaret birimlerini tek merkezde toplamak! Bu örneklere, eminim ki, sizler de başka pek çoklarını ekleyebilirsiniz…

 

ARTIK, ÇÖZÜM ÜRETMEK NEREDEYSE İMKANSIZ!

Bugün Balıkesir’de, şehrin kuzeyindeki KYK yurdu ile merkezdeki özel öğrenci yurtlarında ve evlerde kalan öğrencilerin, sabah-akşam kampüse taşınmaları çok ciddi bir sorundur ve maalesef, hiç kimse tarafından, kısa vadede (kalıcı ya da geçici) hiçbir çözüm öngörülememektedir.

Şehrin girişinde, Küçük Sanayi Sitesi’ndeki yaklaşık 2 bin işyerinin, ayrıca “ruhsatları” da, 40 yıla yakın bir zamandır düzenlenememektedir! Balıkesir’e dışarıdan gelenler, kentin sosyal ve kültürel çehresinden önce, küçük sanayi sitesi tarafından karşılanmaktadır. Bu ruhsat problemi için, yine rahmetli Sabri Uğur tarafından bir çözüm yolu bulunmuştu; ancak, uygulamaya geçemeden görev süresi doldu ve 2009’da yapılan seçimlerde de Balıkesir halkı, daire başına bir defaya mahsus 50 lira ile 850 lira arasında değişen cüz’i miktarlardaki “asfalt parası”nı deve yaptı ve (Sabri Uğur’u değil, aslında) kendi kaderini sandığa gömdü!

 

EN DEĞERLİ TARIM ARAZİLERİNİ MAHVEDİYORUZ

Balıkesir Ovası”nın bir parçası olan şehir merkezi çevresindeki I. sınıf tarım arazileri üzerinde bugün, Plevne, Bahçelievler ve Paşaalanı mahalleleri ile Küçük Sanayi Sitesi bulunuyor! Bu bölgeler, sadece Balıkesirliler için değil, ülkemiz ve dünya için de “korunmaları gereken” çok değerli tarım arazileridir. Hem yumuşak toprak kalınlığının 35 ilâ 70 metre olması, hem de yüzey sularının 2,5 metre gibi, zemine yakın sığ bir seviyelerde bulunması bakımından, tarım için bu arazilerin eşi az bulunur! Ve biz, bu topraklarda tarımsal üretime dönük tasarruflarda bulunmamız gerekirken, sanki burada ev yapacak başka hiçbir yer kalmamış gibi, bu güzelim toprakları betonla mahvediyoruz!

 

HALK, GELECEĞİNİ SİYASETÇİNİN ELİNE BIRAKMAMALI

Unutmayalım ki, halk, kendi geleceği için neyin doğru ve neyin yanlış olduğu konusunda, güçlü bir şekilde görüşünü ortaya koymadığında, iktidardaki siyasetçiler ve onların atamakta oldukları sözüm ona bürokratlar, kendi küçük çıkarları için, ülkenin ve milletin menfaatlerini harcamaktan asla çekinmezler! O nedenle, geçmişte yapılan ve zamanla şehrin gelişmesini olumsuz etkileyen tüm bu işler yapılırken, halk tarafından o gün karşı çıkılmamış olması, daha sonra gelen idarecilerin de, aynı davranışları sürdürmelerine yol açıyor! İşte bugün de, Çamlık tepesi ve işte Avlu (artık kimin avlusu ise) gibi, akıllara zarar paralara malolan ve hiçbir ekonomik döngüsü olması mümkün görünmeyen işler devam ediyor!..

Bizim derdimiz, “yapılan işleri eleştirmek” filan değil… Yapıldıktan sonra, şehrin gelişimine yıllarca engel teşkil eden işlere dikkat çekmektir! Bir an önce bu gibi, geçmişte yapılan bazı işlerin olumsuz etkilerini giderecek çalışmaların yapılması ve ayrıca, şehrin geleceğini olumsuz etkileyecek yeni projelerin halk tarafından engellenmesi gerekiyor! Şehrimizin geleceği için neyin yanlış ve neyin doğru olduğu konusunda değerlendirmeler yaparken, sadece Balıkesir’i göz önüne alabilirsek bu iş kolay olur. Yoksa, aptalca siyasi görüşler bağlamında, partizanca davranarak elde edeceğimiz sonuçlar, değişmeden böylece devam eder gider.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve balikesirartihaber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.