Geçen 14 Mayıs’ta yapılan Cumhurbaşkanlığı Seçimi ve Milletvekili Genel Seçimleri’nde, 6 partiden müteşekkil “Millet İttifakı (CHP, İYİ Parti, Demokrasi ve Atılım Partisi, Saadet Partisi, Demokrat Parti ve Gelecek Partisi)”, ülke genelindeki 191 bin 885 Seçim Sandığı’nın 17 bininde “Sandık Kurulu Üyeleri” ve “Siyasi Parti Müşahitleri” görevlendirememiştir. Her sandıkta, ortalama 315 kişinin oy kullandığını var sayarsak, bu Millet İttifakı’nın, ülkedeki 5 milyon 380 bin seçmenin oylarına sahip çıkmadığı anlamına gelir. İki ittifak arasındaki oy farkları ise; Milletvekilliği seçimlerinde, 7 milyon 874 bin 674, Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde ise 2 milyon 538 bin 905 şeklindedir(*).
MUHALEFETİN PERFORMANSI NE OLABİLİR?
Yapılan en son seçimlerde, muhalefet açısından durum böyle ve 15 hafta sonra (31 Mart 2024’te) Mahalli İdareler GenelSeçimleri var! Cumhur İttifakı, geçen seçimlerdeki pozisyonunu daha da güçlendirmiş olarak korurken, muhalefetin amiral gemisi olması gereken Millet İttifakı, tamamen dağılmış görünüyor. Her ne kadar, adaylardan çok, siyasi partilerin kurumsal kimliklerinin öne çıktığı Cumhurbaşkanlığı Seçimi ve Milletvekili Genel Seçimleri ile Belediye Başkanlığı ve Belediye Meclisi Üyelikleri adaylarının öne çıktığı Mahalli İdareler Genel Seçimleri’nin, özellikle de yerel düzeydeki dinamikleri çok farklı olsa da, Cumhurbaşkanlığı Seçimi ve Milletvekili Genel Seçimlerindeki seçmen eğilimlerinin, tamamen ortadan kalkması beklenmemelidir. Siyasi partilerin kurumsal kimlikleri, Mahalli İdareler GenelSeçimlerinde de, göz ardı edilemeyecek ölçüde etkili olacaktır.
Mahalli İdareler GenelSeçimlerinde, İstanbul, Ankara ve İzmir başta olmak üzere, Büyükşehir Belediye Başkanlıkları, hem iktidarın ve hem de muhalefetin birinci derecede ağırlık verecekleri seçim bölgeleri olacaktır. Siyasi partilerin aday belirleme süreçlerinin devam ettiği şu günlerde CHP, birinci derecede önem taşıyan İstanbul’da ve Ankara’da mevcut başkanları, yeniden Büyükşehir Belediye Başkan adayları olarak açıklamıştır; İzmir’de ise, Tunç Soyer’in aday gösterilmesi ihtimali oldukça zayıf görünmektedir.
BALIKESİR’DE DURUM NE ALEMDE?
Balıkesir’de yerel seçimlerin, CHP’nin Büyükşehir Belediye Başkan adayı Ahmet Akın ile AK Parti’nin kuvvetle muhtemel Büyükşehir Belediye Başkan adayı Yücel Yılmaz arasında geçmesi bekleniyor. “Yücel Yılmaz-Ahmet Akın rekabeti”nin, ilçe Belediye Başkanları seçimleri üzerinde ne derece etkili olacağını ise, zaman gösterecek.
Türkiye genelinde, adları öne çıkan tüm siyasiler arasında, hayli göz dolduran Ahmet Akın’ın, AK Parti’nin muhtemel adayı Yücel Yılmaz karşısında başarılı olma ihtimali hiç de az görünmüyor! 2018’de İsmail Ok karşısında bile, seçimi küçük bir oy farkı ile kazanabilen Yücel Yılmaz için, 31 Mart seçimlerinin, çok daha zorlu geçeceği anlaşılıyor.
Balıkesir’de AK Parti’nin başarısı, 14 Mayıs Cumhurbaşkanlığı Seçimi ve Milletvekilliği Genel Seçimleri’nde iktidar cenahı olarak aldıkları oy oranını koruyabilmesine bağlı olacaktır. Balıkesir’de sonucu büyük ölçüde, sandık başında, tercihini adaya göre değil de siyasi partiye göre kullanan seçmenler belirleyecektir ki, Ahmet Akın açısından en büyük handikap budur! Şimdi bütün gözler, Ahmet Akın’ın, siyasi kişiliğini ve kimliğini seçmene kabul ettirmek için izleyeceği stratejisindedir.
Her iki adayın da, siyasi ve sosyal sempati düzeyleri bakımından birbirleri ile denk oldukları söylenebilir. Ancak, Yücel Yılmaz’ın arkasındaki AK Parti rüzgarı, Ahmet Akın’ın arkasındaki CHP rüzgarından çok daha güçlüdür. Bu bakımdan, Ahmet Akın’ın, bir şekilde İYİ Parti rüzgarını da arkasına almaya ihtiyacı olacaktır. Elbette Yücel Yılmaz da, Ahmet Akın’ın bu ihtiyacının gayet farkındadır ve o da bunu göz ardı etmeyecek ve muhakkak kontra bir yol izleyecektir.
YILMAZ’IN HEDEFİ, KARŞI TARAFTAN DA OY ALMAK
Bu arada, Yücel Yılmaz’ın, muhalefet oylarının iktidar oylarından fazla olduğu Bandırma ve Edremit Körfezi bölgesindeki kararsız seçmenleri etkilemek için, daha göreve geldiği ilk günden bu yana gösterdiği özel çabalar gözden kaçmıyor. Örneğin, Körfez bölgesindeki ilçelerde son derece etkili bir siyasi karakter olan Kâmil Saka’nın, CHP’den aday olmasını önleyebilmek için AK Parti ekiplerince sarf edilen çabalar hiç de gözden kaçmıyor. Kâmil Saka’nın etkisinin kırılması hususunda, Yücel Yılmaz’ın nasıl bir siyasi çözüm bulacağı ise, pek çok kimse için merak konusudur. Çünkü, Kamil Saka, sadece Körfez bölgesindeki ilçe Belediye Başkanlıkları üzerinde değil, Balıkesir Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimi üzerinde de büyük ölçüde etkili olacaktır.
Yereldeki değerlendirmeler, insanların siyasi tercihlerine ve sosyo-kültürel özelliklerine göre farklı olsa da, Balıkesir’e Ankara’dan bakıldığında, bilhassa Deprem sonrası, o bölgede sergilediği performansı nedeniyle, Yücel Yılmaz’ın puanı hiç de fena görünmüyor. Ancak, Balıkesir’in efsanevi eski Belediye Başkanı Sabri Uğur’un, ikinci kez aday olduğu 2009 seçimlerini kaybettiği hatırlanacak olursa, Yücel Yılmaz’ın işinin, hiç de kolay olmayacağını düşünmek gerekiyor. Bu konuda, göreve yeni atanmış olan AK Parti Balıkesir İl Başkanı Mustafa Aydemir’in teşkilatını Yücel Yılmaz’ın ekibiyle ne derece uyumlu çalıştırabileceği de ayrı bir merak konusudur.
KALICI, YAYGIN VE SÜREKLİLİĞİ OLAN GERÇEK İŞLER…
Yücel Yılmaz ve ekibi, her ne kadar fiziki, sosyal ve kültürel projelerle göz dolduruyor olsa da, Balıkesir’de kurumlar arası işbirliği ortamını yaratabildiğini söylemek zordur. Sadece kültürel programlarda görülen kurumsal işbirliği görüntülerinin ise, kayda değer kalıcı nitelikleri yoktur. Kalıcı, yaygın ve sürekliliği olan “gerçek işler”de Büyükşehir Belediyesi, ildeki hiçbir kurum ya da kuruluşla ortak hareket edemiyor ya da etmiyor! Münferit faaliyetlerinde, daha çok Kent Konseyi üzerinden STK’lara verilen (ve iş bittikten sonra unutulan) desteklerden kalıcı etkiler beklemek zordur.
Ayrıca, örneğin tüm seçmenlerle, her ay düzenli olarak kaçınılamaz bağları olan BASKİ’nin ve BASKİ tarafından gerçekleştirilen projelerin, PR (Halkla İlişkiler) amaçlı olarak yeterince değerlendirilmiyor olması dikkat çekicidir. Her ay su sayaçlarını okumak için abonelerin adreslerini ziyaret etmekte olan personelin, halkla ilişkiler fonksiyonu ve potansiyeli üzerinde neredeyse hiçbir çalışmanın yapılmıyor olmasını da anlamak mümkün değildir. Aboneler, su sayacı okuyucularını çoğu zaman hiç görmüyorlar bile; gördüklerinde de aralarında hiçbir iletişim söz konusu olmuyor! Halbuki, uygun bir yol bulunabilse (ki, istenirse pekala bulunabilir), orada çok büyük bir siyasi etki potansiyeli bulunuyor.
ÜLKE GENELİNDE, MUHALEFET PEK DE GÜÇLÜ GÖRÜNMÜYOR!
Bugün itibarı ile Türkiye geneline bakıldığında, muhalefet cenahının Mahalli İdareler Genel Seçimleri’nde, 14 Mayıs’a kıyasla çok daha iyi bir siyasi performans göstermesi beklenmiyor. Bu bakımdan, iktidar cenahının, genel olarak işi pek de zor görünmüyor! Şimdilik bütün gözler, Özgür Özel liderliğindeki CHP’nin ne derece başarısını arttırabileceği ile İYİ Parti’deki dağınıklığın, seçimlerde yok olmayı önleyecek şekilde toparlanıp toparlanamayacağı üzerinde görünüyor.
Tabii bu arada, eski adı HEDEP olan DEM Parti’nin, Belediye Başkanlıklarını almayı hedefleyeceği güneydoğu il ve ilçeler dışında, hangi bölgelerde, hangi partilerle ve adaylarla (gizli ya da açık) ne gibi anlaşmalara gideceğini bugünden söylemek zordur.
"Tabii bu arada, eski adı HEDEP olan DEM Parti’nin, Belediye Başkanlıklarını almayı hedefleyeceği güneydoğu il ve ilçeler dışında, hangi bölgelerde, hangi partilerle ve adaylarla (gizli ya da açık) ne gibi anlaşmalara gideceğini bugünden söylemek zordur
Öte yandan, ülkemizin içinde bulunduğu ekonomik sorunların, seçimden önce çözülemeyeceği açıktır. İktidar, faizleri ve döviz kurlarını baskılayarak, ekonomik sorunların seçmenler üzerinde yaratmış olduğu baskıları hafifletmeye, bunun için de, piyasalardaki fiyat artışlarını kontrol altında tutmaya çalışıyor. Şimdilik, bunun için gerekli olan mali kaynaklara sahip görünse de, bu işin 31 Mart’tan sonra nasıl patlayacağını öngörmek kolay değildir. O zamana kadar ülkeye yabancı sermaye girişi sağlanamadığı taktirde, 1 Nisan’dan sonra Türkiye’yi, maalesef, hiç de parlak bir tablo beklemiyor!
Önümüzdeki 31 Mart’tan sonraki 4 yıl 2 ayı aşan süre boyunca, somut olarak halkın desteğine ihtiyacı olmayacak bir iktidarın, ülkeyi nerelere sürükleyeceğini ise, hep birlikte izleyeceğiz ve göreceğiz.
________________
(*) 14 Mayıs 2023 Cumhurbaşkanlığı Seçimi ve 28. Dönem Milletvekili Genel Seçimleri
Toplam Seçmen Sayısı: 60.721.745
Geçerli Oy Sayısı: 52.972.968
Seçim Sandığı Sayısı: 191.885
Milletvekilliği Seçimlerinde ittifakların aldıkları oylar
Cumhur İttifakı: 26.934.455
Millet İttifakı: 19.063.781
Cumhurbaşkanlığı Seçimlerinde ittifakların aldıkları oylar
Cumhur İttifakı: 27.133.837
Millet İttifakı: 24.594.932