Ali Hikmet Paşa döneminde yapılan ve 100 yıldan fazla süredir Balıkesirliler’e hizmet veren Milli Kuvvetler Caddesi’nin şeklini şemalini bir türlü beğendiremedik bu şehrin insanına.
İlk yapıldığı yıllarda yolun biraz daha geniş yapılması tavsiyesinde bulunan eşrafına; “Ne yapacaksınız genişini, sanki öküzlerin boyunları mı takılacak” diyerek cevap veren Ali Hikmet Paşa dönemin belediyecilerine yolun bugünkü genişlikte yapılmasının tavsiye eder ve Milli Kuvvetler Caddesi buna göre yapılır.
O dönemde 2. Kolordu Komutanı olarak görev yapan Ali Hitmet Paşa’nın askeri kimliği nedeniyle homurdanmalar yaşansa da pek de eleştirilmez. Haliyle o dönemde şehir hayatındaki ticaret bu kadar hızlı değil, nüfus az ve milli kuvvetlerde askeri araçların dışında araç olmadığından Milli Kuvvetler Caddesi Balıkesir için yetip de artmış bile.
1980’lerden sonra şehir ticaretinin bu bölgede toplanması, şehrin ileri gelen markaların dükkanlarının burada olması, Milli Kuvvetler Caddesi ile birlikte Anafartalar Caddesi’nin de gelişmeye başlaması bahse konu bölgede yaşamın daha da yoğunlaşmasına sebep oldu.
Haliyle de artan araç sayısı Milli Kuvvetleri günümüzde yetersiz kalmaya zorlamıştır.
1990’lı yıllarda çift şerit halinde şehri hizmet veren cadde önce tek şeride düşürülse de her geçen gün artan araç sayısı Milli Kuvvetleri iyice yormaya başladı.
İsmail Ok’un belediye başkanlığı döneminde trafiğe kapatılması dillendirilse de yapılan yenileme çalışmaları sonrasında yol daraltılmış yaya yolları daha da genişletilerek yaya trafiği rahatlatılmıştır. Yolun karo taşlar ile yapılması araç sahiplerinin isyanına sebep olsa da (Buna ben de dahil) son 10 yılda şehre bu şekliyle hizmet veren Milli Kuvvetler Caddesi Yücel Yılmaz ile birlikte karo taşlardan kurtularak asfalt haline getirildi. Yaya kaldırımlarında şeklen değişikliğe gidilse de genişliklerine dokunmayan yetkililer ışıklandırmalar dahil Milli Kuvvetler Caddesi’ni daha ferahlamış bir hava kazandırmayı başardılar.
Şimdi konu dönüp dolaşıp Milli Kuvvetler Caddesi’nin yayalaştırılmasına geldi.
Bir kısım cadde trafiğe kapatılsın derken, bir başka kesim caddenin trafiğe açık kalması yönünde görüş belirtiyor.
Bir başka kesim ise günün belirli saatlerinde caddenin trafiğe kapatılıp cadde esnafının da mağdur edilmemesi yönünde görüş beyan ediyor.
Bir de Yücel Yılmaz ne yaparsa yapsın beğenmeyenler var ki, onların siyasi niyetlerine alet olmamak için hiç girmiyorum.
Bahse konu caddenin trafiğe kapatılıp kapatılmaması noktasında ortada kalan Yücel Yılmaz’a tavsiyem şudur ki, belirli takvimler belirlenmeli ve cadde 1 hafta trafiğe kapatılmalı. Ertesi hafta ise haftanın sadece belirli günleri trafiğe kapatılmalı. Bir sonraki hafta ise cadde belirli saatlerde trafiğe kapatılıp o saatlerin dışında tekrardan trafiğe açılmalı.
3 haftalık bu uygulamanın ardından gerek cadde üzerindeki esnafla, gerekse caddede bulunan vatandaşlarla anket yapılıp ne yapılacağı vatandaşa sorularak ona göre karar alınmalı.
Çıkan sonuç ne ise kamuoyuna duyurulup alınan karar derhal uygulanmalı.
Neticede kararı Belediye değil, bu şehrin yaşayanları verecek.
Yarın yok sen kapattın, yok sen şöyle yaptın diye çok baş ağrıtacak Milli Kuvvetler…
Malum, şehrin tek caddesi.
Böyle olunca da kıymetli oluyor.
1920’li yıllardaki gibi caddede öküz arabaları gezmiyor ama, yine de halka sormakta fayda var diyorum.