Gazeteci…
Sokaktaki insanın gözünde farklıdır…
Bilendir, görendir, duyandır, sorandır, yazandır…
Ya da bir zamanlar böyleydi…
Şimdi işler değişti…
Gazetecilik mesleği ciddi anlamda kan kaybetti…
İşini doğru dürüst yapanları bir tarafa koyarsak, öte tarafta maalesef paralı askerler yaratıldı…
Gazetecilik adı altında işler ranta dönüştü. Halkı doğrularla bilgilendirmek rafa kalktı. Yanlı haberler baştacı olurken, gerçek haberler ya hiç gündeme gelmedi ya da kıyıda köşede kalıp gözlerden kaçırıldı.
Halbuki neler yaşanıyor, nelere şahitlik ediliyor, neler kulağa geliyor ama yazılmıyor, dillendirilmiyor.
Kimileri hatır deyip kulağının üstüne yatıyor, kimileri ya kırk katır ya kırk satır deyip ucundan kenarından ortaya atıyor sonrada paranın üstüne yatıyor.
Aslında bu şehri Balıkesir’de uzun yıllardır süren bir oyun…
Koca koca sıfatları omuzlarında taşımak isterken ağırlığı kaldıramayıp tökezleyenler, ayakta kalma uğruna boylarından büyük laflar ettiklerini unutup önce yedikleri haltları ellerine yüzlerine bulaştırıyorlar sonrada zavallı durumlara düşüyorlar.
İşte hatır, katır, satır mevzuları tam da buralarda devreye giriyor…
Özel hayattır, iş hayatıdır; onlarca, yüzlerce, binlerce şey yaşanıyor…
Amasız, fakatsız yazılabilecek olanı vardır, yazılmaması gereken vardır…
Her işin etik kuralları var ve olmalıdır da…
Önemli olan Gazeteci Gazeteciliğini yapmalıdır. Ama her daim gündemde olan, gözönünde olan isimlerde dikkatli davranmalı ve yaptıkları hatalar sonrası birilerine zemin yaratmamalıdır…
Belki parayla bazılarını bir süreliğine susturabilirler…
Pekii ya gazeteciliğin para değil de hatır tarafında olanlar, unuttuklarını hatırlarsa bir gün…
Gazetecilikte kuraldır; her şey yazılmaz…Mı acaba ?...