Herkes illallah diyor biliyoruz.
Telekom’dan tutun Dsmart’a… Digitürk’ten tutun Vodafone ve Turkcell’e…
Hani habire arayıp duruyorlar, şöyle tarife, böyle tarife, çok güzel abonelik, böyle hız, şöyle güzellik…
Günde kaç kez aranıyorsunuz, kaç mesaj geliyor…
Cep telefonları “engellenen” numaralar ile doldu bu yüzden.
Hadi abone oldunuz birine.
Peki sonrası?
Çıkmak istersin çıkamazsın…
Envayi çeşit cayma bedeli…
Deveye hendek atlatsan daha kolay.
Envayi çeşit laf.
444’lü hattı ararsın, şubeye yönlendirir, şubesine gidersin 850’li hattı aramanız gerek der.
Dön dolaş.
Sonra da deniyor ki “çok küfrediyor insanımız.”
E iki seçenek kalıyor çünkü; birbirine 180 derece zıt.
Zanax içiyorsanız “la havle” diyorsunuz…
Yoksa ilacınız, basıyorsunuz küfrü…
*
Uzun bir giriş oldu sadede gelelim…
Altın yumurtlayan tavuk olan nadide kurumlarımızdan Telekom’u sattık Lübnanlıya…
Kaçtı gitti adam sonra ama kaçsa iyi kurumun da temeli çöktü, ne ciddiyeti kaldı, ne kazancı…
Şimdilerde Varlık Fonu mu alacak bilinmez ama…
Siyasetin bile bile ladeslerinden sadece biridir Telekom. Bir de adının önünde “Türk” kelimesi var ya, kurumun ciddiyetine hiç yakışmıyor o kelime!
Geçtiğimiz günlerde ofisteki iş telefonumuz arızalandı.
121’e kayıt açtık, bir gün, iki gün, üç gün, 10 gün sonra düzeldi, ilgilenilebildi… O da sosyal medyada şikayet yağdıra yağdıra; Telekom’daki arkadaşlara rica ede ede… İyi ki ikinci bir hattımız vardı, ya olmasaydı?
Ama bir dokunduk bin ah işittik.
Beterin beteri varmış.
Gerçekten inanılmaz hikayeler varmış.
Örnekleyerek anlatacağız…
Balıkesir kent merkezine topu topu 3-5 kilometre uzakta bir süt/peynir imalathanesi…
Sabit telefonları gitmiş…
Kaç gündür arıza?
3 gün, 10 gün, 30 gün, 50 gün…
En son konuştuğumuzda 120.gündeydi arkadaşlar ama elbette çoktan başka bir operatörden hizmet almaya başlamışlar.
Lakin sinirlerine hakim olmaya çalışıp bu kez abonelik iptal etttirmeye uğraşırken başına gelmedik kalmamış.
Abonelik iptali için aradığında cayma bedeliniz var demişler.
“Ama 3-4 aydır telefon yok” demiş arkadaş.
“Şu kadar sürede yapılmazsa cayma bedeli ödemezsiniz” demiş telefondaki.
O kadar süre dolmuş, bu kez tekrar aramış, bir başka “call center” çalışanı son kayıt tarihine bakıp “süreniz dolmamış” demiş.
Velhasıl ara dur ara dur, soluğu Telekom’da almış… Yetkililerle görüşmüş ilgileneceğiz demişler…
Son durumu sormaya biz bile korkar olduk.
Ama işe bakar mısınız?
Bir işletmenin aylardır telefonu arızalı ve arıza giderilmiyor. Dağ köyü olsa yapılması gerek, kentin bitişiği!
Bir de utanmadan cayma bedeli istiyorlar.
Zanax içmedik ama ne diyelim; “La havle…”
Abone olurken binbir güzellik…
Bir arıza olup abonelik iptali için çabalarken…
Binbir çirkinlik.
Türk Telekom…Gerçek bir tüketici hikayesi, sayısız abonenin saç baş yoluşu.
Anasayfa
Yazarlar
Alp Kaan
Yazı Detayı
Bu yazı 247+ kez okundu.
GERÇEK BİR “TELEKOM” HİKAYESİ…
Herkes illallah diyor biliyoruz.
Telekom’dan tutun Dsmart’a… Digitürk’ten tutun Vodafone ve Turkcell’e…
Hani habire arayıp duruyorlar, şöyle tarife, böyle tarife, çok güzel abonelik, böyle hız, şöyle güzellik…
Günde kaç kez aranıyorsunuz, kaç mesaj geliyor…
Cep telefonları “engellenen” numaralar ile doldu bu yüzden.
Hadi abone oldunuz birine.
Peki sonrası?
Çıkmak istersin çıkamazsın…
Envayi çeşit cayma bedeli…
Deveye hendek atlatsan daha kolay.
Envayi çeşit laf.
444’lü hattı ararsın, şubeye yönlendirir, şubesine gidersin 850’li hattı aramanız gerek der.
Dön dolaş.
Sonra da deniyor ki “çok küfrediyor insanımız.”
E iki seçenek kalıyor çünkü; birbirine 180 derece zıt.
Zanax içiyorsanız “la havle” diyorsunuz…
Yoksa ilacınız, basıyorsunuz küfrü…
*
Uzun bir giriş oldu sadede gelelim…
Altın yumurtlayan tavuk olan nadide kurumlarımızdan Telekom’u sattık Lübnanlıya…
Kaçtı gitti adam sonra ama kaçsa iyi kurumun da temeli çöktü, ne ciddiyeti kaldı, ne kazancı…
Şimdilerde Varlık Fonu mu alacak bilinmez ama…
Siyasetin bile bile ladeslerinden sadece biridir Telekom. Bir de adının önünde “Türk” kelimesi var ya, kurumun ciddiyetine hiç yakışmıyor o kelime!
Geçtiğimiz günlerde ofisteki iş telefonumuz arızalandı.
121’e kayıt açtık, bir gün, iki gün, üç gün, 10 gün sonra düzeldi, ilgilenilebildi… O da sosyal medyada şikayet yağdıra yağdıra; Telekom’daki arkadaşlara rica ede ede… İyi ki ikinci bir hattımız vardı, ya olmasaydı?
Ama bir dokunduk bin ah işittik.
Beterin beteri varmış.
Gerçekten inanılmaz hikayeler varmış.
Örnekleyerek anlatacağız…
Balıkesir kent merkezine topu topu 3-5 kilometre uzakta bir süt/peynir imalathanesi…
Sabit telefonları gitmiş…
Kaç gündür arıza?
3 gün, 10 gün, 30 gün, 50 gün…
En son konuştuğumuzda 120.gündeydi arkadaşlar ama elbette çoktan başka bir operatörden hizmet almaya başlamışlar.
Lakin sinirlerine hakim olmaya çalışıp bu kez abonelik iptal etttirmeye uğraşırken başına gelmedik kalmamış.
Abonelik iptali için aradığında cayma bedeliniz var demişler.
“Ama 3-4 aydır telefon yok” demiş arkadaş.
“Şu kadar sürede yapılmazsa cayma bedeli ödemezsiniz” demiş telefondaki.
O kadar süre dolmuş, bu kez tekrar aramış, bir başka “call center” çalışanı son kayıt tarihine bakıp “süreniz dolmamış” demiş.
Velhasıl ara dur ara dur, soluğu Telekom’da almış… Yetkililerle görüşmüş ilgileneceğiz demişler…
Son durumu sormaya biz bile korkar olduk.
Ama işe bakar mısınız?
Bir işletmenin aylardır telefonu arızalı ve arıza giderilmiyor. Dağ köyü olsa yapılması gerek, kentin bitişiği!
Bir de utanmadan cayma bedeli istiyorlar.
Zanax içmedik ama ne diyelim; “La havle…”
Abone olurken binbir güzellik…
Bir arıza olup abonelik iptali için çabalarken…
Binbir çirkinlik.
Türk Telekom…Gerçek bir tüketici hikayesi, sayısız abonenin saç baş yoluşu.
Ekleme
Tarihi: 07 Şubat 2022 - Pazartesi
GERÇEK BİR “TELEKOM” HİKAYESİ…
Yazıya ifade bırak !
Bu yazıya hiç ifade kullanılmamış ilk ifadeyi siz kullanın.
Okuyucu Yorumları
(0)
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.