Ekonomimizi düzeltecek tedbirlerden en önemli olanlardan biri de hukuk ve adalet sisteminde yapılması gereken reformlardır.Hedef olarak u-
laşmak istediğimiz batı medeniyetini oluşturan ülkeler ,çağdaş hukuk ve insan hakları standartlarını uygulamaktadır.Bu standartlar olmadan gelişmemiz için ihtiyaç duyduğumuz yatırımların gelmesi mümkün değildir.Şu anda uymayı kabul ederek altına imza attığımız Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarını uygulamadığımız için yaptırımlarla karşı karşıyayız ve Avrupa Konseyi’nden de çıkarılmak üzereyiz.Oysa adalet, yüce dinimizin de uymamızı emrettiği en önemli bir prensiptir.Nitekim her Cuma Hutbesi’’Muhakkak ki Allah adaleti,iyiliği ve yakınlara bakmayı emreder’’ ayeti ile başlamaktadır.Bu konuda ‘’devletin
dini adalettir’’ sözü bir düstur olarak kabul edilmiştir.Dolayısıyla devletin ekonomi dahil her alandaki uygulamaları hem şeffaf ,hem de danıştay ve sayıştay gibi hukuk kurumlarının ve yasa koyucu meclisin denetimine tabi olmalıdır.Böylece hem yolsuzluklar, hem de israf önlenmiş olur.
Yine çağdaş medeniyete ulaşmış ülkelere baktığımızda, gelir dağılımının adil olduğunu görürüz.Asgari ücret ile en yüksek ücret arasında çok büyük farklar yoktur.örneğin,Fransa’da millet vekili maaşı asgari ücretin yalnızca üç katıdır.Ve millet vekili maaşları 2019 dan beri artmamıştır.Devlet kadrolarında bizdeki gibi 2,3,5 tane çoklu yüksek maaş alan bürokratlar da yoktur.Hele ,türk ekonomisinde daha önceleri de var olan ve arpalık olarak adlandırılan kamu iktisadi teşekkülleri yönetim kurulu üyeliği gibi ballı kadrolar siyasi yandaşlara ödül olarak verilmez. Bu vesile ile cumhuriyetimizin ilk kuruluş yıllarında mecliste millet vekili maaşı belirlenirken, Atatürk’ün şu sözlerini hatırlatmak çok manidar olacaktır:’’Millet vekili maaşı öğretmen maaşını geçmesin.’’Kısacası,gelişmiş ekonomilerde israfa neden olabilecek her kapı kapatılmıştır.Bizim de bu kapıları kapatmamız gerekir.
Son olarak eğitimin ekonominin lokomotifi olduğunun altını da çizmek gerekir.Gerek tarım,gerek sanayi ve gerek se hizmet sektörü, iyi eğitim almış uzman kadroların istihdamı ile gelişir.Bu nedenle gelişmiş ülkelerin ortak özelliği bütçelerinde eğitim,araştırma ve geliştirmeğe en yüksek payı ayırmalarıdır.
Almanya’da Mercedes gibi dünya çapında bir markanın üretimi,tanıtımı ve pazarlamasının arkasında başta Berlin Teknik Üniversitesi olmak üzere bir dizi üniversite yer almaktadır.Japonya’da Honda markası on beş bin mühendis ve yüzbinlerce teknisyenin işbirliği ve ortak çalışması sayesinde dünya markası olmuştur.Güney Kore ise elektronik sanayisinde markalar yaratarak daha hızlı bir gelişme sağlamıştır.Yüksek teknoloji ve yüksek katma değerli ürünler muazzam bir gelir elde etmelerini sağlamıştır ki bu da kaliteli bir eğitim sayesinde gerçekleştirilmiştir.Dünya piyasalarında,normal bir araba 15 ila 30 bin dolar civarında bir fiyatla satılmaktadır.Yani kilosu yaklaşık 20 dolar bir fiyata tekabül etmektedir.Lüks ve spor arabalarda bu fiyat kiloda 100 dolara kadar yükselmekte ama bu arabaların sayıları sınırlı kalmaktadır. Halbuki,televizyon,bilgisayar ve tablet gibi ürünlerde kilogram fiyatı 500 den 1000 dolara kadar yükselmekte ve bazı akıllı telefonlarda bu rakam kilo başı 10 000 dolara kadar çıkmaktadır.
Demek oluyor ki ekonomimizi düzeltmek eğitime gereken önemi vermeğe ve bunun meyvesi olarak yüksek katma değer yaratan üretimi gerçekleştirmemize bağlıdır.Bunu gerçekleştirdiğimiz zaman enflasyon olmadığı gibi paramız da değer kaybetmez,faiz kendiliğinden düşer ve hatta pandemi öncesi Almanya’da olduğu gibi yüksek faiz değil ,eksi faiz söz konusu olur ve bankalar faiz vermediği gibi,paranızı muhafaza ettiği için sizden hizmet ücreti alır.
Sonuç olarak Amerika’yı yeniden keşfetmeğe gerek yoktur,gelişmiş ülkelerin yaptığı gibi ekonomi biliminin gereklerini yerine getirerek ve Atatürk’ün ‘’Hayatta en hakiki mürşit ilimdir,fendir’’ve yine Sevgili Peygamberimiz’in ‘’ilim Çin’de de olsa gidip alın’’ sözlerini hatırdan çıkarmayarak,bilimin reberliğinde , pekala ekonomimizi faiz,döviz ve enflasyon kıskacından kurtarabiliriz
Anasayfa
Yazarlar
Alaiddin Sever
Yazı Detayı
Bu yazı 275+ kez okundu.
ZORDAKİ EKONOMİMİZ NASIL DÜZELİR -4-
Ekonomimizi düzeltecek tedbirlerden en önemli olanlardan biri de hukuk ve adalet sisteminde yapılması gereken reformlardır.Hedef olarak u-
laşmak istediğimiz batı medeniyetini oluşturan ülkeler ,çağdaş hukuk ve insan hakları standartlarını uygulamaktadır.Bu standartlar olmadan gelişmemiz için ihtiyaç duyduğumuz yatırımların gelmesi mümkün değildir.Şu anda uymayı kabul ederek altına imza attığımız Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarını uygulamadığımız için yaptırımlarla karşı karşıyayız ve Avrupa Konseyi’nden de çıkarılmak üzereyiz.Oysa adalet, yüce dinimizin de uymamızı emrettiği en önemli bir prensiptir.Nitekim her Cuma Hutbesi’’Muhakkak ki Allah adaleti,iyiliği ve yakınlara bakmayı emreder’’ ayeti ile başlamaktadır.Bu konuda ‘’devletin
dini adalettir’’ sözü bir düstur olarak kabul edilmiştir.Dolayısıyla devletin ekonomi dahil her alandaki uygulamaları hem şeffaf ,hem de danıştay ve sayıştay gibi hukuk kurumlarının ve yasa koyucu meclisin denetimine tabi olmalıdır.Böylece hem yolsuzluklar, hem de israf önlenmiş olur.
Yine çağdaş medeniyete ulaşmış ülkelere baktığımızda, gelir dağılımının adil olduğunu görürüz.Asgari ücret ile en yüksek ücret arasında çok büyük farklar yoktur.örneğin,Fransa’da millet vekili maaşı asgari ücretin yalnızca üç katıdır.Ve millet vekili maaşları 2019 dan beri artmamıştır.Devlet kadrolarında bizdeki gibi 2,3,5 tane çoklu yüksek maaş alan bürokratlar da yoktur.Hele ,türk ekonomisinde daha önceleri de var olan ve arpalık olarak adlandırılan kamu iktisadi teşekkülleri yönetim kurulu üyeliği gibi ballı kadrolar siyasi yandaşlara ödül olarak verilmez. Bu vesile ile cumhuriyetimizin ilk kuruluş yıllarında mecliste millet vekili maaşı belirlenirken, Atatürk’ün şu sözlerini hatırlatmak çok manidar olacaktır:’’Millet vekili maaşı öğretmen maaşını geçmesin.’’Kısacası,gelişmiş ekonomilerde israfa neden olabilecek her kapı kapatılmıştır.Bizim de bu kapıları kapatmamız gerekir.
Son olarak eğitimin ekonominin lokomotifi olduğunun altını da çizmek gerekir.Gerek tarım,gerek sanayi ve gerek se hizmet sektörü, iyi eğitim almış uzman kadroların istihdamı ile gelişir.Bu nedenle gelişmiş ülkelerin ortak özelliği bütçelerinde eğitim,araştırma ve geliştirmeğe en yüksek payı ayırmalarıdır.
Almanya’da Mercedes gibi dünya çapında bir markanın üretimi,tanıtımı ve pazarlamasının arkasında başta Berlin Teknik Üniversitesi olmak üzere bir dizi üniversite yer almaktadır.Japonya’da Honda markası on beş bin mühendis ve yüzbinlerce teknisyenin işbirliği ve ortak çalışması sayesinde dünya markası olmuştur.Güney Kore ise elektronik sanayisinde markalar yaratarak daha hızlı bir gelişme sağlamıştır.Yüksek teknoloji ve yüksek katma değerli ürünler muazzam bir gelir elde etmelerini sağlamıştır ki bu da kaliteli bir eğitim sayesinde gerçekleştirilmiştir.Dünya piyasalarında,normal bir araba 15 ila 30 bin dolar civarında bir fiyatla satılmaktadır.Yani kilosu yaklaşık 20 dolar bir fiyata tekabül etmektedir.Lüks ve spor arabalarda bu fiyat kiloda 100 dolara kadar yükselmekte ama bu arabaların sayıları sınırlı kalmaktadır. Halbuki,televizyon,bilgisayar ve tablet gibi ürünlerde kilogram fiyatı 500 den 1000 dolara kadar yükselmekte ve bazı akıllı telefonlarda bu rakam kilo başı 10 000 dolara kadar çıkmaktadır.
Demek oluyor ki ekonomimizi düzeltmek eğitime gereken önemi vermeğe ve bunun meyvesi olarak yüksek katma değer yaratan üretimi gerçekleştirmemize bağlıdır.Bunu gerçekleştirdiğimiz zaman enflasyon olmadığı gibi paramız da değer kaybetmez,faiz kendiliğinden düşer ve hatta pandemi öncesi Almanya’da olduğu gibi yüksek faiz değil ,eksi faiz söz konusu olur ve bankalar faiz vermediği gibi,paranızı muhafaza ettiği için sizden hizmet ücreti alır.
Sonuç olarak Amerika’yı yeniden keşfetmeğe gerek yoktur,gelişmiş ülkelerin yaptığı gibi ekonomi biliminin gereklerini yerine getirerek ve Atatürk’ün ‘’Hayatta en hakiki mürşit ilimdir,fendir’’ve yine Sevgili Peygamberimiz’in ‘’ilim Çin’de de olsa gidip alın’’ sözlerini hatırdan çıkarmayarak,bilimin reberliğinde , pekala ekonomimizi faiz,döviz ve enflasyon kıskacından kurtarabiliriz
Ekleme
Tarihi: 22 Ocak 2022 - Cumartesi
ZORDAKİ EKONOMİMİZ NASIL DÜZELİR -4-
Yazıya ifade bırak !
Bu yazıya hiç ifade kullanılmamış ilk ifadeyi siz kullanın.
Okuyucu Yorumları
(0)
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.