Ekonomimizi bu kötü ve riskli duruma getiren yanlış uygulamarın neler olduğu tesbit edilirse, alınacak tedbirlerin de neler olabileceği net olarak ortaya çıkar.Ülkelerin ekonomileri ile gelişmişlik seviyeleri arasında çok sıkı bir ilişki vardır.Gelişmiş ülkelerin ekonomileri istikrarlı ve dengelidir.Enflasyon ve faiz çok düşüktür,döviz fiyatlarında artış diye bir problemleri yoktur.Bu ülkelerin ekonomilerinde ithalat ve ihracat dengelidir.Ticaret yaptıkları ülkelerden satın aldıkları ve onlara sattıkları mal ve hizmetlerin toplam tutarları birbirine denk ve dengelidir.Bütçelerinde cari açık diye bir sorunları yoktur,kısacası ayaklarını yorganlarına göre uzatma kuralına uymaktadırlar.
Gelişmiş ülkelerin bir başka özelliği de demokrasi,hukuk ve adalet konusunda hayli ileri düzeyde olmalarıdır.Üniversiteler,sivil toplum örgütleri,sendikalar ve basın yayın kuruluşları geniş bir özgürlük hakkı ve alanına sahiptir.Her türlü fikir ve görüş hiçbir kısıtlama olmadan kendini ifade eder.Düşünce suçu diye bir suç söz konusu değildir.Orada hapiste gazetecilerin olması bile düşünülemez.Adalet sisteminde hakim teminatı vardır,hakim ve savcılar bir üst mahkeme kararı olmadığı sürece azledilemez,görevden alınamaz veya görev yerleri değiştirilemez.
Yine gelişmiş ülkelerde eğitime,araştırma ve geliştirmeğe çok büyük önem verilir ve bu alana bütçelerden en fazla pay ayrılır.Örneğin Japonların çok tutumlu olduğu,hatta biraz da cimri oldukları bilinir ama eğitim,araştırma ve geliştirme söz konusu olduğu zaman harcamada son derece cömert davranmaktadırlar.Üniversiteler bu ülkelerde yönetimlerin en başta gelen danışmanları olarak her türlü politikaların uygulanmasına rehberlik etmektedir.Avrupa’nın en büyük sanayisine sahip olan Almanya bunu endüstri meslek liseleri ve teknik üniversiteleri sayesinde gerçekleştirdiğini iftiharla beyan ve ifade etmektedir.Tabi böyle muazzam bir teknoloji ve sanayinin imam hatip liseleri ve ilahiyat fakültelerinin sayısını arttırmakla meydana getirilemiyeceği her akıl sahibinin anlayabileceği basit bir gerçektir.Keza dünyanın en büyük sanayisine,teknolojisine ve ekonomisine sahip olan Amerika Birleşik Devletleri aynı zamanda 4000 den fazla üniversiteye de sahiptir.Bu üniversitelerden 20 tanesi dünya sıralamalarındaki listenin en başında yer almaktadır.İşte bu bu bilim merkezlerinin sayısı ve niteliği bu dünya gücünün nasıl gerçeleştirildiğinin ipuçlarını vermektedir.Muazzam bir bütçeye ve uluslararası seçkin bir öğretim üyesi kadrosuna sahip olan YALE Üniversitesi Amerika Birleşik Devletlerinin üst düzey yöneticilerini yetiştirdiği gibi, aynı zamanda kendi sitesinde misyonunun, yani görevinin dünyayı yönetecek kadroları da bu üniversitede yetiştirdikleri iddiasında bulunmaktadır.Televizyonlarda yapılan açık oturumlardaki gerek siyasi,gerek sosyal ,gerek ekonomi ,gerekse tıp veya teknoloji konularında üniversitelerin ilgili bölümlerindeki uzmanlar konuşmakta ve dolayısıyla halka doğru bilgiler verilerek kamuoyu aydınlatılmaktadır.Buda bize çağdaş medeniyetlerin ancak bilgi toplumu olmakla yaratılabileceğini göstermektedir.Yine bu gelişmiş ülkelerde eğitimin en önemli öğesi olan öğretmenlere büyük değer verilmekte ve öğretmen yetiştiren yüksek öğretim kurumları en prestijli üniversiteler statüsünde görülmekte ve kabul edilmektedir.Avrupa konseyi bursuyla Fransa’da Grenoble Üniversitesinde hoca olarak bulunduğum araştırma toplantılarında öğretmenlere verilen önemi bizzat müşahede ettim.
Anasayfa
Yazarlar
Alaiddin Sever
Yazı Detayı
Bu yazı 194+ kez okundu.
ZORDAKİ EKONOMİMİZ NASIL DÜZELİR-1
Ekonomimizi bu kötü ve riskli duruma getiren yanlış uygulamarın neler olduğu tesbit edilirse, alınacak tedbirlerin de neler olabileceği net olarak ortaya çıkar.Ülkelerin ekonomileri ile gelişmişlik seviyeleri arasında çok sıkı bir ilişki vardır.Gelişmiş ülkelerin ekonomileri istikrarlı ve dengelidir.Enflasyon ve faiz çok düşüktür,döviz fiyatlarında artış diye bir problemleri yoktur.Bu ülkelerin ekonomilerinde ithalat ve ihracat dengelidir.Ticaret yaptıkları ülkelerden satın aldıkları ve onlara sattıkları mal ve hizmetlerin toplam tutarları birbirine denk ve dengelidir.Bütçelerinde cari açık diye bir sorunları yoktur,kısacası ayaklarını yorganlarına göre uzatma kuralına uymaktadırlar.
Gelişmiş ülkelerin bir başka özelliği de demokrasi,hukuk ve adalet konusunda hayli ileri düzeyde olmalarıdır.Üniversiteler,sivil toplum örgütleri,sendikalar ve basın yayın kuruluşları geniş bir özgürlük hakkı ve alanına sahiptir.Her türlü fikir ve görüş hiçbir kısıtlama olmadan kendini ifade eder.Düşünce suçu diye bir suç söz konusu değildir.Orada hapiste gazetecilerin olması bile düşünülemez.Adalet sisteminde hakim teminatı vardır,hakim ve savcılar bir üst mahkeme kararı olmadığı sürece azledilemez,görevden alınamaz veya görev yerleri değiştirilemez.
Yine gelişmiş ülkelerde eğitime,araştırma ve geliştirmeğe çok büyük önem verilir ve bu alana bütçelerden en fazla pay ayrılır.Örneğin Japonların çok tutumlu olduğu,hatta biraz da cimri oldukları bilinir ama eğitim,araştırma ve geliştirme söz konusu olduğu zaman harcamada son derece cömert davranmaktadırlar.Üniversiteler bu ülkelerde yönetimlerin en başta gelen danışmanları olarak her türlü politikaların uygulanmasına rehberlik etmektedir.Avrupa’nın en büyük sanayisine sahip olan Almanya bunu endüstri meslek liseleri ve teknik üniversiteleri sayesinde gerçekleştirdiğini iftiharla beyan ve ifade etmektedir.Tabi böyle muazzam bir teknoloji ve sanayinin imam hatip liseleri ve ilahiyat fakültelerinin sayısını arttırmakla meydana getirilemiyeceği her akıl sahibinin anlayabileceği basit bir gerçektir.Keza dünyanın en büyük sanayisine,teknolojisine ve ekonomisine sahip olan Amerika Birleşik Devletleri aynı zamanda 4000 den fazla üniversiteye de sahiptir.Bu üniversitelerden 20 tanesi dünya sıralamalarındaki listenin en başında yer almaktadır.İşte bu bu bilim merkezlerinin sayısı ve niteliği bu dünya gücünün nasıl gerçeleştirildiğinin ipuçlarını vermektedir.Muazzam bir bütçeye ve uluslararası seçkin bir öğretim üyesi kadrosuna sahip olan YALE Üniversitesi Amerika Birleşik Devletlerinin üst düzey yöneticilerini yetiştirdiği gibi, aynı zamanda kendi sitesinde misyonunun, yani görevinin dünyayı yönetecek kadroları da bu üniversitede yetiştirdikleri iddiasında bulunmaktadır.Televizyonlarda yapılan açık oturumlardaki gerek siyasi,gerek sosyal ,gerek ekonomi ,gerekse tıp veya teknoloji konularında üniversitelerin ilgili bölümlerindeki uzmanlar konuşmakta ve dolayısıyla halka doğru bilgiler verilerek kamuoyu aydınlatılmaktadır.Buda bize çağdaş medeniyetlerin ancak bilgi toplumu olmakla yaratılabileceğini göstermektedir.Yine bu gelişmiş ülkelerde eğitimin en önemli öğesi olan öğretmenlere büyük değer verilmekte ve öğretmen yetiştiren yüksek öğretim kurumları en prestijli üniversiteler statüsünde görülmekte ve kabul edilmektedir.Avrupa konseyi bursuyla Fransa’da Grenoble Üniversitesinde hoca olarak bulunduğum araştırma toplantılarında öğretmenlere verilen önemi bizzat müşahede ettim.
Ekleme
Tarihi: 09 Ocak 2022 - Pazar
ZORDAKİ EKONOMİMİZ NASIL DÜZELİR-1
Yazıya ifade bırak !
Bu yazıya hiç ifade kullanılmamış ilk ifadeyi siz kullanın.
Okuyucu Yorumları
(0)
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.