Faiz,döviz ve enflasyon ekonomideki önemli kavramlardır ve bir ülke ekonomisinin niteliğini ve kalitesini ortaya koyar.Bunların yüksek olması ekonominin ne kadar kötü olduğunu,düşük olması da ne kadar iyi olduğunu gösterir.Ülke yönetimleri Ekonomi Bilimine uygun bir politika takip ederse faiz ve döviz makul seviyelerde olur ve bunun sonucu olarak enflasyon da düşük olur.
Ekonomi nedir,en basit tarifi şöyledir:’’Ekonomi sonsuz ihtiyaçları sınırlı kaynaklarla en rasyonel biçimde,yani en akıllı bir tercihle karşılama sanatıdır.Daha basit bir ifadeyle ekonomi tasarruf demektir.Ekonominin tersi ise israftır.Atalarımız ekonomiyi çok veciz bir tarzda anlatmıştır:’’Ayağını yorganına göre uzat’’.
Bir ülke ekonomisi ve bir aile ekonomisi ölçek farkıyla birbirine çok benzer.Bir aile düşünelim,yıllık geliri 70 000 TL;aile reisi yıl sonuna kadar bu parayla yetinip borç almazsa ,yılı başabaş bitirerek hiçbir sıkıntı ile karşılaşmaz.Ama yıl sonunda harcamaları 100 000 TL civarında olursa ertesi yıl ihtiyaçlarının bir kısmını karşılayamaz hale gelir ve bu ihtiyaçlarını karşılayabilmek için ilave borç almak zorunda kalır,ve her yıl gelirinden daha fazla harcamaya devam ederse borç batağına saplanır.Bu durumda borç bulabilmek için çok büyük fedakarlıklar yapmak zorunda kalır.Örneğin borç veren bulamazsa tefecilerin eline düşebilir ve o zaman felaket olur.
Aynı şekilde bir ülke yıllık bütçesinden daha fazla harcama yaparsa yabancı ülkelerden kredi ,yani borç almak zorunda kalır ve bu borç her yıl daha fazla artar.Döviz olarak alınan bu borçların ödemesinde sıkıntı başlar ve borç verenler bu durumda kredi faizini arttırırlar.Böylece borcu yeniden alınan borçlarla ödemeğe çalışan ülkeler çok tehlikeli olan borç sarmalı içine düşmüş olur.Borcunu ödeyebilmek için en değerli varlıklarını yok fiyatına satmak zorunda kalır.Bu durumda faizlerle birlikte döviz fiyatları da artar ve mili para sürekli değer kaybeder.Çünkü,artık ekonomi dış borca muhtaç ve bağımlı hale gelmiştir.Ekonomi dışa bağımlı olduğu için mal ve hizmet fiyatları da sürekli artar ki buda enflasyonu körükler.Artık fiyat istikrarı sağlanamaz ve yüksek enflasyonla yaşamak kaçınılmaz olur.
Türkiye maalesef yukarda belirttiğimiz borç sarmalına,yani faiz,döviz ve enflasyon kıskacına yakalanmıştır.Çünkü ,hem ata sözü dilemeyerek ayağını yorganına göre uzatmamış,hem de ekonomi biliminin kurallarına uymamıştır.Ekoniminin tasarruf olduğunu söylemiştik,bu nedenle,ekonomi yönetimimiz köprüleri,yolları,hastaneleri borçla değil tasarruf ettikleri bütçe kaynakları ile yaptırsalardı ve itibar ve gösteriş için lüks arabalar,uçaklar ve saraylar yaptırarak kaynakları israf etmeselerdi bu borç batağına saplanıp faiz,borç ve enflasyon kıskacı içine düşmezdi.
Anasayfa
Yazarlar
Alaiddin Sever
Yazı Detayı
Bu yazı 262+ kez okundu.
FAİZ, DÖVİZ VE ENFLASYON KISKACINDAKİ TÜRKİYE
Faiz,döviz ve enflasyon ekonomideki önemli kavramlardır ve bir ülke ekonomisinin niteliğini ve kalitesini ortaya koyar.Bunların yüksek olması ekonominin ne kadar kötü olduğunu,düşük olması da ne kadar iyi olduğunu gösterir.Ülke yönetimleri Ekonomi Bilimine uygun bir politika takip ederse faiz ve döviz makul seviyelerde olur ve bunun sonucu olarak enflasyon da düşük olur.
Ekonomi nedir,en basit tarifi şöyledir:’’Ekonomi sonsuz ihtiyaçları sınırlı kaynaklarla en rasyonel biçimde,yani en akıllı bir tercihle karşılama sanatıdır.Daha basit bir ifadeyle ekonomi tasarruf demektir.Ekonominin tersi ise israftır.Atalarımız ekonomiyi çok veciz bir tarzda anlatmıştır:’’Ayağını yorganına göre uzat’’.
Bir ülke ekonomisi ve bir aile ekonomisi ölçek farkıyla birbirine çok benzer.Bir aile düşünelim,yıllık geliri 70 000 TL;aile reisi yıl sonuna kadar bu parayla yetinip borç almazsa ,yılı başabaş bitirerek hiçbir sıkıntı ile karşılaşmaz.Ama yıl sonunda harcamaları 100 000 TL civarında olursa ertesi yıl ihtiyaçlarının bir kısmını karşılayamaz hale gelir ve bu ihtiyaçlarını karşılayabilmek için ilave borç almak zorunda kalır,ve her yıl gelirinden daha fazla harcamaya devam ederse borç batağına saplanır.Bu durumda borç bulabilmek için çok büyük fedakarlıklar yapmak zorunda kalır.Örneğin borç veren bulamazsa tefecilerin eline düşebilir ve o zaman felaket olur.
Aynı şekilde bir ülke yıllık bütçesinden daha fazla harcama yaparsa yabancı ülkelerden kredi ,yani borç almak zorunda kalır ve bu borç her yıl daha fazla artar.Döviz olarak alınan bu borçların ödemesinde sıkıntı başlar ve borç verenler bu durumda kredi faizini arttırırlar.Böylece borcu yeniden alınan borçlarla ödemeğe çalışan ülkeler çok tehlikeli olan borç sarmalı içine düşmüş olur.Borcunu ödeyebilmek için en değerli varlıklarını yok fiyatına satmak zorunda kalır.Bu durumda faizlerle birlikte döviz fiyatları da artar ve mili para sürekli değer kaybeder.Çünkü,artık ekonomi dış borca muhtaç ve bağımlı hale gelmiştir.Ekonomi dışa bağımlı olduğu için mal ve hizmet fiyatları da sürekli artar ki buda enflasyonu körükler.Artık fiyat istikrarı sağlanamaz ve yüksek enflasyonla yaşamak kaçınılmaz olur.
Türkiye maalesef yukarda belirttiğimiz borç sarmalına,yani faiz,döviz ve enflasyon kıskacına yakalanmıştır.Çünkü ,hem ata sözü dilemeyerek ayağını yorganına göre uzatmamış,hem de ekonomi biliminin kurallarına uymamıştır.Ekoniminin tasarruf olduğunu söylemiştik,bu nedenle,ekonomi yönetimimiz köprüleri,yolları,hastaneleri borçla değil tasarruf ettikleri bütçe kaynakları ile yaptırsalardı ve itibar ve gösteriş için lüks arabalar,uçaklar ve saraylar yaptırarak kaynakları israf etmeselerdi bu borç batağına saplanıp faiz,borç ve enflasyon kıskacı içine düşmezdi.
Ekleme
Tarihi: 06 Ocak 2022 - Perşembe
FAİZ, DÖVİZ VE ENFLASYON KISKACINDAKİ TÜRKİYE
Yazıya ifade bırak !
Bu yazıya hiç ifade kullanılmamış ilk ifadeyi siz kullanın.
Okuyucu Yorumları
(0)
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.